TBMMden

TBMMden

Sesimizi Duyun | iMARZEDELER Grubu | TBMMden | TBMMDEN SON SOZLER | Hukukculardan | Yazarlardan | MAGDURLARDAN | Duyurular | DiLEKCE | TAAHHUTNAME
  
    

Turkiye Buyuk Millet Meclisi

Genel Kurul Tutanagi

22. Donem 2. Yasama Yili

27. Birlesim 11/Aralik /2003 Persembe

Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasi ve Bankalar Kanununun 14 uncu Maddesinin (3) Numarali Fikrasi Hukumlerine istinaden Bankacilik islemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme izni Kaldirilan Turkiye imar Bankasi Turk Anonim sirketi Hakkinda Tesis Edilecek Bazi islemler Hakkinda Kanun Tasarisi ile Plan ve Butce Komisyonu Raporunun muzakerelerine basliyoruz.

Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasi ve Bankalar Kanununun 14 uncu Maddesinin (3) Numarali Fikrasi Hukumlerine istinaden Bankacilik islemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme izni Kaldirilan Turkiye imar Bankasi Turk Anonim sirketi Hakkinda Tesis Edilecek Bazi islemler Hakkinda Kanun Tasarisi ile Plan ve Butce Komisyonu Raporu (S. Sayisi 304)------(X)

BAsKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hukumet?.. Yerinde.

Komisyon raporu 304 sira sayisiyla bastirilip dagitilmistir.

Tasarinin tumu uzerinde soz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adina istanbul Milletvekili Birgen Keles; buyurun. (CHP siralarindan alkislar)

Konusma sureniz 20 dakikadir.

CHP GRUBU ADiNA BiRGEN KELEs (istanbul) - Sayin Baskan, sayin milletvekilleri; incelemekte oldugumuz tasarinin tumu uzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adina soz almis bulunuyorum ve Yuce Meclise saygilar sunuyorum.

Tasariya gelmeden once, bugun sik sik son dakikada gerceklestirilen gundem degisiklikleriyle ilgili olarak yapilan konusmalari cok ciddiye almadan dinlediginiz izlenimini edindigim icin, izin verirseniz eger birkac cumle soylemek istiyorum.

Gerek komisyonlarda gerek Genel Kurulda, gundem son dakika degistirilmekte ve uyelerin, tartisacaklari olan metinlere 48 saatten daha kisa bir surede ulasmalarina yol acilmaktadir, aslinda 48 saat suresinden mahrum olmalarina yol acilmaktadir.

Degerli arkadaslarim, kisiler ve toplum acisindan, bazi davranis bicimleri yasaldir; ama, ahlaki degildir. Bunun, cok ornekleri vardir. Turkiye Buyuk Millet Meclisinde de, ancak zorunlu hallerde basvurulmasi gereken ictuzugun 19 uncu maddesine her vesileyle basvurulmasi ve oy cokluguna dayanilarak gundemin son dakikada degistirilmesi, belki bir ictuzuk maddesine uygundur; ama, kesinlikle emin olun ki, demokrasiyle bagdasan bir davranis bicimi degildir, demokratik degildir, kirksekiz saat kosuluna aykiridir ve gerek Muhalefetteki gerek iktidar Partisindeki milletvekillerinin, Meclis calismalarina istedikleri duzeyde hazirlanarak katilmalarini da engelleyici bir durumdur.

Biraz once disarida, tesadufen, gecen yil, bu yasama donemi icin, sik sik son dakika degisiklikleri yapmayacaginiza soz vermis oldugunuzu ogrendim. Bundan buyuk mutluluk duydum ve son dakika degisikliklerinden cok sikinti ceken ve bunu sakincali bulan bir arkadasiniz olarak da, bu yasama donemi icin verdiginiz sozu tutmanizi diliyorum.

Sayin milletvekilleri, Turkiye, son yillarda, cok sayida yolsuzlukla, soygunla, usulsuz kredi, hayali ihracat, rusvet, ihalelerde yolsuzluk olaylariyla karsilasmistir; ancak, yasadisi islemlerin en carpici olanlari bankalarla ilgili olarak yasanmistir. imar Bankasinin da, banka yolsuzluklari arasinda ozel bir yeri vardir.

Bu yolsuzluklardan, yolsuzlugu yapan kadar, bu yolsuzluklari mumkun kilan ortami hazirlayan kisilerin de sorumlulugu bulunmaktadir. Aciktir ki, cok sayida ozel banka, etkin bir sekilde izlenmemis, denetlenmemis ve denetim elemanlarinin hazirladiklari raporlarin geregi yerine getirilmemistir. Tipki, bir zamanlar, banker diye bir caycinin pesine cok sayida insanin katilmasi gibi, bu donemde de yetkililer, hem bankacilik sektorunu banker olamayacak nitelikteki insanlara teslim etmisler hem de cok rahatlikla saptanabilecek olan olumsuzluklara seyirci kalmislardir.

Banka sahipleri ve ust duzey yoneticiler, toplumun parasini kendi sirketlerine aktarmislar veya yurt disina kacirmislardir. Soygun ve usulsuzluk, herkesin gozu onunde cereyan etmistir; ama, gerekli tepki gosterilmemistir. O kadar ki sayin milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi, ilk kez yolsuzluklardan birini aciga cikardiginda, buyuk bir maliyet odemek zorunda kalmis ve Turkiye Buyuk Millet Meclisinin disinda kalmistir. Ne var ki, eger o tarihte gerekli duyarlilik gosterilmis olsaydi, 3 500 000 000 dolarla gecistirilebilecek olan bir zarar, bugun 50 milyar dolari asmistir. isin en uzucu olan tarafi da, asil yolsuzluk yapan ve yolsuzluga yesil isik yakanlarin henuz bir bedel odememis olmalaridir.

Sayin milletvekilleri, bankalardaki yolsuzluk nedeniyle 52 milyar dolarlik bir kayip soz konusudur. Bakanin yaptigi aciklamaya gore, sadece imar Bankasi nedeniyle ugranilan zarar 8,7 katrilyon Turk Lirasidir.

Burada, hemen, 2003 yili butcesindeki toplam yatirim miktarini size animsatmak istiyorum. 2003 yili butcesindeki toplam yatirim miktari 7,9 katrilyon liradir. Diger bir deyisle, 2003 yili butcesindeki yatirimlardan daha buyuk bir miktarin zararidir gundemde olan.

2003 yili butcesi hazirlanirken, yatirimlarin cok buyuk bir dusus kaydettigini ve yetersiz oldugunu soyledigimizde ve artirilma olanaklarinin bulunup bulunmadigini arastirdigimizda, iktidarinizin bakanlari, bize, bunun soz konusu olamayacagini, herhangi bir artis saglanamayacagini, aksi halde, dengenin bozulacagini soyluyorlardi. simdi, konsolide butce cercevesinde yapilan yatirimlardan daha fazla bir miktarin odenmesi soz konusudur. Yetkililer, bu durumun Turkiye nin borc miktarini toplam olarak birkac puan artiracagini; ama, dengeyi olumsuz yonde etkilemeyecegini soylemektedirler. Tabii, arada gecen sure icerisinde ne gibi buyuk ve fevkalade olaganustu degisikliklerin oldugu aciklanmaya muhtactir; ama, ileri surulen iddia ne olursa olsun, aciktir ki, 8,5 katrilyonluk bir icborc artisi toplumun sirtina binen ek bir yuk olacaktir.

Sayin milletvekilleri, imar Bankasi olayinda birkac tane cok ilginc nokta vardir; bunlardan birisi sudur: imar Bankasinda profesyonelce islenmis organize bir suc soz konusudur. O kadar ki, bilgisayar islemlerine mudahale edilmis, yeni ve ozel programlar gelistirilmis ve bankacilik sektorunden sorumlu mercilerin dikkatini cekmeden imar Bankasina yatirilan mevduatin onda 9 u, dikkatinizi cekmek istiyorum, onda 9 u sistem disina aktarilmistir. cifte kayit sistemi gelistirilmis ve gercek mevduat miktarindan banka yoneticileri ve Uzanlarin bir sirketi disinda hic kimsenin haberdar olmamasi saglanmistir. Bankaya el konulduktan sonra da yetkililerin gercek rakamlara ulasmamasi icin her turlu engelleme yapilmis ve kayitlar silinmistir.

ilginc olan ikinci nokta sudur: cEAs ve Kepez sozlesmelerinin 12 Haziran 2003 te iptal edilmesi uzerine, Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kurulu, imar Bankasinin yonetiminde bulunan uyelerine veto yetkisi vermis ve hicbir sekilde Uzan grubuna kaynak aktarilmamasini istemistir.

Ne var ki, 25 Hazirana kadar talimata aykiri gelismeler devam etmistir ve bu donemde, 90 trilyon Turk Lirasi kadar mevduat da bankadan cekilmistir. 26 Haziranda da, imar Bankasi, Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kuruluna bilgi gondermekten vazgecmistir ve Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kuruluna atanmis olan yonetim kurulu uyesi disindaki tum yoneticiler istifa etmistir.

30 Haziran 2003 tarihi itibariyle, devlet ic borclanma senedi portfoyu, sadece 15 milyar Turk Lirasi iken ve devlet ic borclanma senedi satma yetkisi olmadigi halde, imar Bankasi, devlet ic borclanma senedi satar gibi yaparak, musterilerden 724,4 trilyon lira toplamistir. imar Bankasinin Tasarruf Mevduati Sigorta Fonuna devir tarihi ise, 3 Temmuz 2003 tur.

O tarihte, bu konuda yapilan aciklamada, fona devredilmesi sirasinda yapilan aciklamada yapilan degerlendirme sonucunda, yukumluluklerini vadesinde yerine getirmeyen, alinmasi istenilen tedbirleri almayan, faaliyetin devami, mevduat sahiplerinin haklari ve mali sistemin guven ve istikrari bakimindan tehlike arz eden Turkiye imar Bankasi Anonim sirketinin, bankacilik islemlerini yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldirilmasina, 4389 sayili Bankalar Kanununun 14 uncu maddesinin ucuncu fikrasi uyarinca karar verilmistir denilmektedir.

Degerli arkadaslarim, bilir misiniz, Amerikalilarin aksam yemeginden sonra gunaydin diye bir ozdeyisleri vardir. Saniyorum, bu soz, imar Bankasi benzeri olaylar icin kullanilmaktadir; cunku, imar Bankasiyla ilgili bir raporda da yer aldigi gibi, bankanin, borsa bankerlik belgesinin, Sermaye Piyasasi Kurulu tarafindan 1990 yilinda iptal edilmis oldugu, ancak bu durumun kamuoyuna duyurulmadigi ve Bankanin, 2002 yili ekim ayindan bu yana, bono ve tahvil piyasasi islemleri yaptigi bilinmektedir; yani, bunlarin her biri, aslinda, cok daha once el konulmasi icin gecerli nedenlerdir. Degerli arkadaslarim, diger bir deyisle, yasal olmayan bir sekilde sermaye piyasasi islemleri yapan, bono ve tahvil satislarini aciga yapan, mevduatin 10 da 9 unu sistem disina cikaran, Gelir Vergisiyle ilgili karartma ve gizlemeler yapan, yasalar ve duzenlemelere aykiri kayit, raporlama ve belge sistemleri olusturan bir bankaya, adeta, zorunlu olarak, istenmeyerek el konulmustur. Bu durumda Daha onceleri Nerelerdeydiniz sarkisini da animsamamak mumkun degildir. Aslinda, mecbur kalmasalar, herhalde o tarihte de el koymayacaklardi; cunku, baska turlu bir harekatin mumkun olmadigi bir asamada el konulmustur.

cok ilginc olan ucuncu bir nokta, imar Bankasinin gozetim altinda oldugu soylemidir. Nitekim, Sermaye Piyasasi Kurulu Baskani Cansizlar, imar Bankasinda yapilan yolsuzluklarla ilgili olarak yaptigi bir aciklamada, kisaca BDDK diye bilinen Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kurulunun yuruttugu uclu denetim, bagimsiz mali denetim ve yeminli murakip denetimleri sirasinda -yani, uc ayri tur denetim yapildigi halde- nasil olup da yolsuzluklarin gozden kactigini ve farkina varilmadigini anlayabilmis degilim demektedir. Bunu soyleyen kimdir; Sermaye Piyasasi Kurulu Baskani gibi, bu konulari en iyi anlayan kisilerden biridir.

Degerli arkadaslarim, ilginc olan dorduncu nokta, sanki imar Bankasina el konulmasindan mevduat sahipleri veya devlet ic borclanma senedi alanlar sorumluymus gibi, cifte standart uygulanmasidir. Mevduatlarini son ayda off-shore dan cekenler ile devlet ic borclanma senediyle ilgili olarak listelerde bulunmayanlara ve 3 Temmuz 2003 ten sonra devlet ic borclanma senedi alanlara odeme yapilmayacagini hukme baglamistir onumuzdeki tasari.

Mevduatlarini son 1 ayda off-shore dan cekenlerle ilgili olarak, Plan ve Butce Komisyonunda vermis oldugumuz bir onerge reddedilmistir. Benzer bir onergeyi, biraz sonra tekrar verecegiz.

Gercek sudur, degerli arkadaslarim: Mevduata devletin verdigi guvenceye guvenen, gecim sikintisi ceken ve faiz geliriyle nefes almak isteyen mevduat sahipleri imar Bankasini tercih etmislerdir, yuksek faiz veriyor diye. Bu, yanlis bir secim olabilir; ama, toplumu zamaninda bilgilendirmeyen, uyarmayan, etkin bir denetim yapmayan iktidarlar hic mi sorumlu degildir?! isin en uzucu yani da, hicbir hatasi olmayan milyonlarin, bu bedeli odeyecek olmasidir. Devletin guvenilirligini ve onurunu korumak icin fedakarlik, yine, masum milyonlardan beklenmektedir.

iktidar, bankaya el koymakta neden geciktigini, Uzan larin yurt disina cikmalarini onlemek icin ne onlemler aldigini ve alinan onlemlerin neden basarisiz oldugunu burada aciklamalidir. Kimdir sorumlu?! Daha once alinan karar neden kamuoyuna duyurulmamistir?! Neden, 2002 den sonra gerekli aciklama yapilmamistir ve gerekli onlemler zamaninda alinmamistir?! Neden simdi cifte standart uygulanmakta ve Uzanlar tarafindan dolandirilan, mevduatlarinin onda 9 u banka disina cikarilan, kalani da hemen tamamen Uzan sirketlerine kredi olarak aktarilan mevduat sahiplerinin bir kismi bu defa da iktidar tarafindan magdur edilmektedir?! Kuskusuz, degerli arkadaslarim, bu durum, uretimi, yatirimi dislayan, sanayilesmeyi gundemdisina cikaran, kisileri ve sirketleri faiz geliri elde etmeye yonelten bir yaklasimin sonucudur ve uzun yillardir devam eden bir yaklasimin sonucudur; ama, Adalet ve Kalkinma Partisi, uretim, yatirim ve sanayilesme konusunda ayni politikalari uygulayarak, gerekli denetimi yapmayarak, duyarli davranmayarak, gerekli onlemleri zamaninda almayarak ve cifte standart uygulayarak bu perisanliga katkida bulunmustur; bu, itiraf edilmesi gereken bir durumdur. Cumhuriyet Halk Partisine de, her zamanki gibi, devletin onurunu ve halkin yararlarini korumak kalmaktadir. Biz, halkimizin hakkini, devletimizin guvenilirligini korumaktan onur duyariz; ama, istiyoruz ki, kit olan kaynaklarimiz, iktidarin yaptigi yanlislari tamir icin degil, kalkinma icin, is alani acmak icin, okul yaptirmak icin, herkesi saglikli bir yasama kavusturmak icin ve toplumun tumunu insan onuruna yarasan bir yasam duzeyine ulastirmak icin kullanilsin.

Tesekkur ederim. (CHP siralarindan alkislar)

BAsKAN - Sayin Keles, tesekkur ediyorum.

Tasarinin tumu uzerinde, AK Parti Grubu adina, Gaziantep Milletvekili Sayin omer Abusoglu; buyurun.

AK PARTi GRUBU ADiNA oMER ABUsOgLU (Gaziantep) - Sayin Baskan, Turk Milletinin degerli temsilcileri; hepinizi, sahsim ve Grubum adina, saygiyla selamlarim.

Huzurunuza, Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasi ve Bankalar Kanununun 14 uncu Maddesinin (3) Numarali Fikrasi Hukumlerine istinaden Bankacilik islemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme izni Kaldirilan Turkiye imar Bankasi Turk Anonim sirketi Hakkinda Tesis Edilecek Bazi islemler Hakkinda Kanun Tasarisiyla ilgili Grubum adina, gorus bildirmek uzere, cikmis bulunuyorum.

Buna benzer olaylari, Turkiye, yillardan beri yasiyor. Her ekonomik kriz donemi sonrasinda ve ekonomik krizle birlikte, Turk Halki, bir banka, banka hortumlama, banka mudileri, mudilerin magduriyetinin giderilmesi gibi bircok defa bu olaylarla benzer sekilde karsilasmistir. Yine, bu kanunun kapsam icerisine aldigi imar Bankasi meselesi de bunlardan birisi; insallah, sonuncusu olur, bundan sonra benzerleri tekrarlanmaz. AK Partinin ve hukumetinin, bundan sonra, bu tur olaylarin ortaya cikmasini engelleyecek her turlu tedbiri aldigini ve bundan sonra da alacagini simdiden halkimiza ilan ediyoruz. Bankalar Yasasinda yapilacak birtakim duzenlemeler ve gerekli goruldugunde alinmasi gereken diger tedbirler de zamaninda alinacak ve bu tur magduriyetler, Turk Halkinin vergileriyle karsiladigi birtakim hortumcularin beslenmesi meselesi ortadan kaldirilacaktir ve bir daha karsilasilmayacaktir.

Nicin bankacilik meselesi her kriz doneminin arkasindan karsimiza cikiyor?! Turk ekonomisinin ciddi ve saglam bir yapisi var; ancak, finans kesimi ve sermaye kesimi haric; yani, bankalar, mali piyasalar, finans piyasalari dedigimiz kesim, Turk ekonomisinin en sikintili, en zayif tarafi. Bunun temelinde, Turkiye de sermaye birikimi yetersizligi geliyor. Sermaye birikiminin yetersiz oldugu ulkelerde benzer hadiseler sikca yasanir. Hele, bir de, insanlarda Allah ve vicdan korkusunu kaldirirsaniz, bankaya koydugu yetersiz birkac kurus sermayeyle insanlarin parasini toplayip, buradan kendi sirketlerini finanse etmek gibi gayri ahlaki bir tutum icerisine girdigi durumlarda buna benzer olaylar cok daha sikca yasanir. Bu bakimdan, Turk ekonomisi, bu kamburunu, en kisa zamanda ortadan kaldirmak durumundadir, gerekli tedbirleri almak durumundadir. Aksi takdirde, Turkiye ekonomisini, gelisen ve buyuyen bir ekonomi olmaya aday ve namzet bir hale getirmemiz mumkun degil; Turk ekonomisini, gelismis bir ekonomi haline getirmemiz mumkun degil.

Her kriz doneminde birtakim bankalara el konuldu dedik; ama, imar Bankasi bundan biraz daha farkli. imar Bankasinda yasanan olay, bugune kadar, ne Turkiye de ne de dunyada ornegi gorulmus, misli gorulmus bir olay. Bu bankanin icinin bosaltilmasi ve hortumlanabilmesi icin, her turlu kanunun, birakiniz kanunu, vicdanin yasak saydigi, her turlu vicdanin sahtekarlik ve dolandiricilik olarak niteledigi birtakim islemler de beraberinde yapilmis. Bu bakimdan, imar Bankasi meselesinin temeline birazcik inip konuyu ele almakta fayda var.

imar Bankasi dedigimiz zaman, sermaye piyasalariyla veya finans kesimiyle veya piyasalarla yakindan ilgilenen bircok kisi bilir ki, her kriz doneminde el konulan banka meselesi ortaya ciktigi zaman, hemen imar Bankasi on siralarda dolasmistir; her banka el koyma olayinda imar Bankasinin ismi de gecmistir; ama, bugune kadar, imar Bankasi, bu kapsam icerisinde ele alinip, el konulan bankalar safhinda yer almamistir, ne hikmetse!..

AYHAN ZEYNEP TEKiN (Adana) - Konusmayi duyamiyoruz Sayin Baskan.

BAsKAN - Sayin Abusoglu, bir saniye.

iktidar partisi grubu siralari arkasinda toplanan sayin milletvekilleri, Genel Kurulun insicamini bozmaktasiniz.

Buyurun Sayin Abusoglu.

oMER ABUsOgLU (Devamla) - Bu bakimdan, bu konu, uzerinde hassasiyetle durulmasi gereken bir konudur. imar Bankasi adi, her bankacilik krizi doneminde on siralarda gecmesine ragmen, bugune kadarki hukumetler ve bu islerden sorumlu burokratlar, nicin, bu yonde herhangi bir adim atmamislardir; cunku, yapilan islemlere baktigimiz zaman, 750 trilyonluk bir islem; fakat, gerisinde yaklasik 9 katrilyonluk dev, buyuk bir cusse. Bu kadar buyuk bir cusse bir gunde olmamistir, yillarin birikimidir. Nicin, bu islerden sorumlu, bu isleri denetlemekten sorumlu kisiler, bu kadar buyuk captaki bir gizliligi ortaya cikarip da imar Bankasina el konulmasini bundan yillarca once temin etmemislerdir? Bu, ciddiyetle sorulmasi ve uzerinde durulmasi gereken bir konudur.

Eger, bu islem zamaninda yapilsaydi, imar Bankasi, bugun, 9 katrilyonluk bir batak haline donusmezdi; cunku, bu islerden sorumlu kurum bir tek degil; Merkez Bankasi var, Hazine var, BDDK var, Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kurumu dedigimiz kurum var, bankalar yeminli murakiplari var. Bu kadar kurum, imar Bankasinda yillardan beri yapilan bu islemlerin hicbirisini gorememislerdir veya gormezlikten gelmislerdir.

Bu islemleri gerceklestirebilmek icin, resmi hesaplarda 750 trilyon gibi gozuken bir hesabin gerisindeki 9 katrilyonluk bir cussenin nasil yurutuldugunu, donduruldugunu anlayabilmek icin, konuyla ilgili buyuk bir uzman olmaya gerek yok; sadece bankalararasi para piyasasindan gecelik borclanmalara dahi baksaniz, bankalar arasindaki nakit akislarina, bankalarin subeleri arasindaki nakit akislarina baksaniz, Merkez Bankasiyla olan iliskilerine baksaniz bile yeterlidir bu buyuklukteki bir sahtekarligin ortaya cikarilabilmesi icin.

Bu bakimdan, ortada bir ihmal degil, hatta -dilim varmiyor soylemeye- bir kasit dahi aramak mumkundur. O bakimdan, konuyla ilgili yargi ve inceleme asamasi devam ettigi icin, umit ediyoruz ki, bu islemler sonucunda, bu konuda sorumlu olan herkes, ister burokrat, ister siyasetci; ama, herkes, eger ihmali ve kusuru varsa bundan nasibini almak zorundadir.

imar Bankasinda uc tane islem yapilmis ve bu kanun tasarisi da bu uc islemle ilgili: Birincisi, var olan mevduatlari, tasarruf mevduatlari dedigimiz mevduatlari oldugundan daha kucuk gosterip; bir, devletten vergi kacirmak. iki, ortada daha buyuk hortumlanacak kaynak oldugunu gizleyerek, cok kucuk bir kaynak varmis gibi gostermek; meselenin bir yonu bu.

ikinci yonu, siz bakkal dukkani aciyorsunuz, ortaya yarim cuval pirinc koyuyorsunuz ve her gelene, makbuzla durmadan pirinc satiyorsunuz. Ortada maliniz yok; ama, siz, bu pirinci satmaya devam ediyorsunuz. imar Bankasinda bu islem yapilmis.

Sermaye piyasasiyla islem yapma yetkisi 1990 yilinda kaldirilmis olmasina ragmen, elinde olmayan devlet icborclanma senetlerini her onune gelene satmis. Ne kadarlik satmis; 650 trilyon liralik devlet icborclanma senedi satmis. Kendisinde ne kadari var bunun; tamaminin olmasi gerekirken, sadece, 15 milyar liralik kismi var; gerisi yok. Haksiz, ve mesnedi olmayan, dayanagi olmayan bir kazanc kapisi ortaya cikmis.

Bir ucuncu islem, biliyorsunuz, imar Bankasiyla ilgili hadiseler, cEAs ve Kepez isletmelerine, elektrik santrallarina el konulmasiyla baslandi. Bunun oncesinde ve sonrasinda, off-shore dedigimiz kiyi bankaciligi sisteminde, Turkiye deki bankacilik mevzuati disindaki bir sistemde bulunan mevduatlari, ne olur olmaz imar Bankasina el konulabilir diyerek -buradaki mevduati- imar Bankasi mevduati gibi aktararak, islemlere gecirerek, yarin imar Bankasina el konuldugunda bu mevduat sahiplerinin parasi araya gitmesin. Kasitli ve bilincli olarak, devleti zarara sokmak uzere yapilmis bir islemdir. Bu islem, bunlar, imar Bankasi bankama el koyacak olurlarsa, alin gorun, ben de bunlara bu kadarlik ilave yuku ekleyeyim diyerek, bu milletin sirtina, bu toplumun sirtina, bu devletin sirtina ilave bir yuk getirmektir. Ne kadar; 850 trilyon.

O bakimdan, bir de bu uc isleme dayali olarak ortaya cikan magduriyetler var. Bu kadar buyuk yolsuzluklar ve gayrihukuki islemler yapilirken, bunun yaninda bir de magdur olan kesim var; 400 000 kisi. iste, bu tasari, bu magdur olan kisilerin magduriyetlerini ortadan kaldirmak uzere hazirlanan bir tasari olarak karsimiza cikiyor.

Ben, kisaca, tasari neler getiriyor, onun uzerinde durayim. Bir kere, tasarruf mevduati hesabi olarak imar Bankasinda mevduati olan herkesin mevduati son kurusuna kadar odenecek; ama, bunu oderken, AK Parti Hukumetinin uyguladigi yol, bunun, bir maliyet olarak toplumun sirtina yuklenmemesi. Biz bundan kesinlikle kaciniyoruz ve altini cizerek belirtmek istiyorum; bu mudilerin magduriyetleri giderilirken, bu, hicbir sekilde, vergisini odeyen vergi mukellefinin herhangi bir ilave vergi yukuyle karsilanmayacagi sekilde, Turk toplumunun, gerek faiz ve gerekse anaparasi olarak herhangi bir ilave yuk altina girmeyecegi bir duzenleme icerisinde yapilacaktir.

Nasil yapilacak; bu kanunla, Hazine, 8,5 katrilyonluk devlet icborclanma senedi ihrac etme yetkisini de beraberinde aliyor ve bu senetleri, Tasarruf Mevduati Sigorta Fonuna verecek ve bu senetler karsiliginda, ilk parti odemeleri yapabilmek icin, nakit avans seklinde, Merkez Bankasindan 2 katrilyon liralik bir avans kullanilacak. Geri kalan ve uc yil icerisinde taksitlere bolunmus olarak yapilacak odemeleri karsilamak uzere de, bu senetler Ziraat Bankasina verilecek.

Ziraat Bankasi da, bu senetleri zaman icerisinde elden cikararak, mudilerin odemelerini yapacak. Bu islem yapilirken, biliyorsunuz, Tasarruf Mevduati Sigorta Fonunun kendi gelir kaynaklari var. Zaman icerisinde, bu gelir kaynaklarindan, bu fona birtakim gelirler akmaktadir. su andaki, Tasarruf Mevduati Sigorta Fonunun elindeki mevcut kaynak, 650 trilyon liradir. oyleyse, bu 650 trilyon lira kullanilacak ve arkasindan, bu fona gelen ilave gelirlerle, bu odemeler bir miktar karsilanacak.

ikincisi, devletin, adli mercilerin, bugun icin, Uzan Grubuna ait, 500 adet ihtiyati tedbir karari aldirdigi mal, mulk var. Zaman icerisinde, hukuki surecin tamamlanmasiyla, iste, Bankalar Kanununda da birtakim duzenlemeler yapilacak, bunlarin tamamlanmasiyla beraber, bunlara el konulmasi imkani ortaya ciktigi andan itibaren de, bunlarin satilarak nakde cevrilmesi veya bunlardan elde edilecek gelirlerle bu mudilerin odemelerinin finanse edilmesi gibi bir yol izlenecek. Dolayisiyla, cikarilacak 8,5 katrilyon liralik devlet ic borclanma senedi, piyasaya satilmayacagi icin, faiz seviyelerinde herhangi bir artisa yol acmayacak ve zaman icerisinde, gerek Tasarruf Mevduati Sigorta Fonunun gelirleriyle gerekse Uzan Grubundan elde edilecek tahsilatla, bu odemeler, uc yil icerisinde karsilanacaktir. Dolayisiyla, mudilerin magduriyetleri giderilirken, topluma da bunun herhangi bir ilave maliyeti soz konusu olmayacaktir.

Burada, en fazla uzerinde durulan konu su: Devlet ic borclanma senedi almis olanlarin odemeleri de kurusu kurusuna yapilacaktir; cunku, neticede, bir devlet garantisi ve mudilerin bunu bilmek gibi bir mecburiyetleri yok; ama, ucuncu nokta biraz ihtilafli; burada biraz muvazaa kokuyor, burada biraz hile kokuyor; hangisidir o; off-shore dan, mevduatlarin, normal mevduat hesaplarina, imar Bankasina aktarilmasidir. Bunlarin zamanina baktigimiz zaman; cEAs ve Kepeze el konulmasinin hemen ertesi gunune rastlayan gunlerden itibaren, 16 Hazirandan sonraki gunlerde, buyuk ve hacimli miktarda mevduatlar imar Bankasina aktarilmistir. Dolayisiyla, burada bir hile seziliyor. Hatirli musterilere ve diger musterilere bu isten zarar gormemeniz icin, sizin mevduatlarinizi buralara aktaralim denilerek, bu kaydirmalar, bu aktarmalar yapilmistir. Dolayisiyla, ortada kanuna karsi bir hile var. Bu bakimdan, bu mevduatlarin odenmesi, bu hile oldugu icin, Uzan Grubunun Turk toplumuna karsi yaptigi hile, kanuna karsi yaptigi hile oldugu icin, kapsam disinda tutulmaktadir. Bunlarin mevduatlari, off-shorezedelerin mevduatlari odenmeyecektir.

Bu bakimdan, getirilen bu tasari, her yonuyle incelendiginde, gerek Turk toplumuna yukledigi yuk ve gerekse mudilerin magduriyetlerinin giderilmesi noktasindan incelendiginde, ortada hakkaniyete uygun bir tasari soz konusudur, yapilan duzenleme yapilmasi gereken bir duzenlemedir. O bakimdan, AK Parti, halkimizin magduriyetini onlemek ve benzer sekilde bundan sonra ortaya cikabilecek herhangi bir magduriyeti ve banka hortumlama meselesini ortadan kaldirmak uzere gerekli duzenlemeleri de beraberinde yapmaktadir. O bakimdan, halkimizin ve sayin uyelerimizin gonlu ferah olsun. Burada, halkimizin itiraz edebilecegi, paralari birileri hortumladi gitti; fakat, bunun yuku bizim uzerimize gelecektir gibi, ilave herhangi bir yuk karsilarina cikmamaktadir, ilave bir yuk ortaya cikmamaktadir. Bunun uzerine basa basa vurgulamak istiyorum. O bakimdan, gonul rahatligiyla, AK Partinin ve Hukumetin yaptigi bu duzenlemeye guvenebilirler.

simdi, biraz da, bu islerle ilgili, basta da belirttigim sorumluluk sahibi kisilerden bahsetmek istiyorum. Buyuk olcude, konu, bu finansman sistemi icerisinde yer alan birtakim kuruluslarla ilgili, Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kurulu bunlarin basinda geliyor; ikincisi hazine geliyor, ucuncusu bankalari denetlemekle yukumlu olan Bankalar Yeminli Murakiplari geliyor, Tasarruf Mevduati Sigorta Fonu geliyor. Dolayisiyla, hukumetimizden Grup olarak, Grup adina istegimiz sudur: Buradaki sorumluluklari en ince ayrintisina, en kucuk gorevlisine varana kadar ortaya cikarmasi ve bundan sonra da benzer sekilde yasanacak olaylarda burokratlara ve ilgili kesimlere ders olmasi bakimindan bunlarin bir an once ortaya cikarilarak cezalandirilmasini saglamasidir. O bakimdan, bu yonu itibariyle de hukumetimize guveniyoruz ve Grubumuzun da hukumetimizden istedigi budur.

Ben sozlerime son verirken, oylarinizla cikacak yeni yasanin milletimize hayirli olmasini diliyor; hepinize saygilar sunuyorum. (AK Parti siralarindan alkislar)

BAsKAN - Tesekkur ediyorum Sayin Abusoglu.

Tasarinin tumu uzerinde sahsi adina istanbul Milletvekili Bihlun Tamayligil; buyurun.

Konusma sureniz 10 dakikadir.

 

BiHLUN TAMAYLiGiL (istanbul) - Tesekkur ederim Sayin Baskan.

Sayin Baskan, degerli milletvekilleri; Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasi ve Bankalar Kanununun 14 uncu Maddesinin (3) Numarali Fikrasi Hukumlerine istinaden Bankacilik islemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme izni Kaldirilan Turkiye imar Bankasi Turk Anonim sirketi

Hakkinda Tesis Edilecek Bazi islemler Hakkindaki Kanun Tasarisi uzerine sahsim adina soz almis bulunmaktayim; Yuce Heyetinizi saygiyla selamliyorum.

Bugun gorusulmekte olan yasa tasarisini gundeme getiren baslik, Turk bankacilik sektoru ve yatirimcilari acisindan cok buyuk bir onem tasimaktadir. Ayni zamanda, ilgili konuda bugune kadar elde edilen sonuclar bir basarisizlik ve gorevi ihmal surecinin de acik ve net gostergesidir.

Degerli arkadaslar, imar Bankasi olayinin gerceklestigi doneme kadar Turkiye de 20 tane bankaya el konulmustur ve bu 20 bankanin mevduat sahiplerinin hicbiri, gerek hazine bonosu sahibi olsun gerek doviz tevdiat hesabi sahibi olsun gerek mevduat hesabi sahibi olsun, hicbiri zarar gormemis, magdur duruma dusmemistir; ama, ne yazik ki, imar Bankasina el konulus surecinden sonra, sayilari 400 000 i asan mevduat magduru buyuk bir sikinti icinde kalmis, her gun benim param odenecek mi beklentisiyle ertesi gune kavusmaya calismistir. Burada bir sonuc vardir; bu sonuc da, imar Bankasinin magdurlari, aslinda, imarzede olmanin yaninda, bir de AK Partizede olmuslardir. (CHP siralarindan alkislar)

AHMET YENi (Samsun) - Uzanlara kimse bir sey soylemiyor!

BiHLUN TAMAYLiGiL (Devamla) - Degerli arkadaslarim, bugune nasil geldik, gecmise donerek kisaca bir hatirlayalim ve kimler hangi sorumlulukla neler yapmis, daha dogrusu neler yapmamis bunu tespit edelim.

ilgili banka, 20 Haziran 1994 tarihinde banka kredilerinin tamamina yakinini grup sirketlerine kullandirmasi, bankacilik islevlerinden uzaklasmasi, gelir-gider dengesinin bozulmasi, karliligin dusmesi ve likitide sikisikligi yasanmasi nedeniyle eski Bankalar Kanununun 64 uncu maddesi, yeni Bankalar Kanununun 14 uncu maddesi kapsamina alinmistir. Bu kapsamda bulunmasina ragmen, olumlu adimlarin eksikliginden dolayi, 2001 yilinda, banka yonetimine, BDDK tarafindan yonetim kurulu uyesi atanmasi karari verilmistir. Peki, bunca kayitsizlik ve kanuna uygunsuz bankacilik yapilirken, bu uye, gozetim icin bulundugu bu gorevde hangi islevi yerine getirmistir? Denetimin temel yontemleri vardir ve o donemdeki yonetimce uygulanan tasarrufu denetlemek uzere gerekli mesleki donanim eksiklikleri mi bu surecte gerceklesen isleri tespit edememe sonucunu ortaya koymustur? ilgililerin tabiriyle, organize bir suc ve dolandiricilik tanimlarinin yapildigi bankada bu olcude bir sonuca gidilirken, gorev sorumlulugunda olanlar neden tespit eksikligi icinde olmuslardir? Bankanin belli bir risk kapsaminda bulundugundan hareketle yonetime atama yapildiysa, risk tasiyan ve devlet guvencesi semsiyesi altinda, bu ornekte, bu risk icin gerektigi kadar, yeterince idari ozen gosterilmis midir?

Bugun, imar Bankasi ornegine baktigimizda, ilgili kurum ve kuruluslari denetlerken veya onlar hakkinda degerlendirme yaparken, bir de, hukumetin, oncesinde ve sonrasindaki uygulamala-rina dikkatinizi cekmek istiyorum. imar Bankasina el koyma surecinin oncesinde, 12 Haziran tari-hinde, grubun cukurova Elektrik ve Kepez Elektrik sirketlerine el konulmustur. Bu surecten sonra gorulmektedir ki, bankanin icerisinde nakit hareketleri hizlanmistir ve bu nakit hareketleri hizla-nirken, BDDK da, bu konuda belli uyarilarda bulunmustur; ancak, o noktada BDDK karar verme yetkisine sahip degildir; cunku, Kurulun bir uyesi Hazine Mustesarligina atanmis, diger iki uyesi-nin ise, gorev surelerinin dolmasi nedeniyle, Kurulda gorev yapamamislardir ve bu surecte; yani, 12 Haziran ile 3 Temmuz arasinda gecen surecte, BDDK, birakin karar almayi, toplanamamistir da ve bu donemde ortaya cikan butun zararin sorumlusu hukumettir; cunku, hukumet mutlaka benden olsun mantigiyla, Kurula uye atamalarinda bekleyerek zaman kaybederken, diger taraftan, hizlan-dirilan surecte, banka ve magdurlari uzerinde buyuk bir fatura ortaya cikmistir.

Bunun yani sira, hukumetimizin ilgili bakani, donem donem, aciklamalarinda, imar Banka-sina mudahale olayinin hukumetin buyuk bir basarisi oldugunu dile getirmistir; ancak, bakiyoruz ki, ilgili kurumlar tarafindan yapilan aciklamalarda, eger ki, banka yonetimi, 12 Haziran sonrasi 750 trilyon olarak belirlenen resmi kayitlarinin ucte 1 ini olusturan rakamda nakit hareketi olus-masi ve sonrasinda yonetimden cekilme istegini dile getirmesi, hukumetimizin ve ilgili kurullari-mizin bu konudan en ufak bir haberi olmayacaktir ve bu haberi olmayis devam edecek ve ortaya cikacak kayip tutari belirsizligini surdurebilecektir. Gorulen acik nokta sudur: Bilgi ve denetim gucu kullanilarak mudahale edilmis degildir. Bankanin o donemdeki yonetiminin nakit akimindaki problemler yuzunden yonetimden ayrilmasi sonucu bu surec islemeye baslamistir.

Degerli milletvekilleri, imar Bankasi olayina baktigimiz zaman, buradaki suclular veya gorev eksikligi olanlar bellidir. cok haklisiniz; biraz once, degerli milletvekili imar Bankasi olayinda Uzanlarin hic mi sucu yok dedi. Tabiidir ki, bankacilik tarihinde, Turkiye nin bankacilik tarihinde bir esi gorulmemis dolandiricilik ve yolsuzluk ve cifte kayit, teknik imkanlari kullanarak hesaplari yaniltma veya ilgili devlet kademelerini yaniltma suclari vardir; ama, bunun yaninda, hukumetimizin de el koyma sureci ve sonrasinda tasimis oldugu sorumluluklar da vardir.

Diger taraftan, ilgili kurum ve kuruluslarin da gorev ihmalinden ortaya cikan eksiklikleri vardir; ama, burada tek bir sucsuz vardir ve o da, devletin guvencesine ve devletin, su anda baktiginizda, buyuk bir oranda ic borclanmayla ortaya cikan ihtiyacina katkida bulunmak amaciyla yatirim yapmis olan mudilerdir ve buna istinaden donem donem Sayin Basbakanimiz veya degerli bakanlarimiz aciklamalarda bulunmaktadir. Acaba, siz bize mi sordunuz bu bankaya giderken? 3-4 puan faiz fazlasi almak icin burayi tercih ediyorsunuz diye.

Degerli arkadaslarim, aslinda, devlet guvencesi ve devlete guvenmek birinci faktordur; ama, degerli hukumetin yapmis oldugu bir ozellestirme faaliyeti de onemli bir referans teskil etmistir. Kisa bir gecmisi hatirlayalim ve ozellestirmede hukumetimizin yetkili bakanliginin ve kurumlarinin Turkiye nin en onemli petrokimya sirketi olan Petkim i sadece ve sadece, diger ihaleye katilanlarin uzerinde fiyat teklifi verdigi icin ayni grubun bir sirketine verdigini unutmayalim. Yani, demek ki, bu grubun biraz daha yuksek getiri vermesi, secim asamasinda, tercih asamasinda etkin bir rol oluyor. Mudiler kadar hukumetimiz ve ozellestirmeyle ilgili kurum, bakanlik ve kurullarimiz da bunu tercih etmisler. Ancak, bu tercihte, ozellikle, ozellestirmenin gerceklesmemesinden dogan, Turkiye nin ekonomik hedeflerinde gerilemeye de yol acan bu sonucu ustlenen herhangi bir hukumet yetkilisi olmazken Petkim konusunda neden bu gruba guvenip de paranizi yatirdiniz diye buradaki magdurlarin uzerine gidilmekte ve magduriyetleri gun gectikce artirilmaktadir.

Bu noktadan sonra, bir de hazine bonosu olayina deginmek istiyorum. hazine bonosu olayinda da cok aci gercekler vardir.

Degerli arkadaslar, birakin butun denetimlerin, gozetimlerin eksikligini, 14 Mart tarihinde -devletin diger bir idari kademesi- Maliye mufettisligi raporuyla bu bankanin hazine bonosunu izinsiz sattigi ilgili kurula bildirilmistir. ilgili kurul ne yapmistir; hicbir sey ve hatta, kendi gorevini takip etmesini, kurulun da yine murakiplar vasitasiyla bu denetimlerinin devam edecegini dile getirmistir.

Sayin Baskan, degerli milletvekilleri; Turkiye imar Bankasinin, bankacilik yapma izni kaldirilincaya kadar off-shore konusunda yapmis oldugu islemlerin hepsi birer bankacilik faaliyetidir ve bu islemlerin arasinda imar Off-Shore Limitet sirketinin muhabir bankaciligi da bu bankacilik islemlerinin onemli bir basligini teskil ediyor.

Sistemimizde off-shore hesap acilmasi yasak olmadigi gibi, bu hesaplardan elde edilen faizden de vergi alinmaktadir; yani, yapilan bu islem, hukuk sistemimizde yasal bir islemdir. Off-shore hesap acilmasi gibi, hesabin kapatilmasi veya yurtici muhabir bankada vadeli veya vadesiz hesap acma islemi de yasal bir islemdir. O halde, 3 Temmuz 2003 tarihi de dahil olmak uzere, muhabir banka olan imar Bankasinin muracaatla off-shore hesabini kapatip, gerekli makbuzlari imzalayip, hesap cuzdanlarini teslim ettikten sonra, muhabir banka olan imar Bankasinda vadeli veya vadesiz hesap acma hukuka aykiri bir islem degildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafindan kapatildi)

BAsKAN - Buyurun Sayin Tamayligil.

BiHLUN TAMAYLiGiL (Devamla) - Tesekkur ediyorum.

Bakiniz, TMSF yetkilileri, komisyon calismalarinda mevduat sahibi niteliklerine sahip olmanin basliklarini siraladilar ve bu siralamanin altinda da gerekli belge ve evraklarin neler olmasi gerektigini dile getirdiler ve denildi ki, biz, bizim elimizdeki kayitlarla, yani, imar Bankasinda ulasmakta zorlandigimiz ama, ulastigimiz kayitlarla mevduat sahibinin elindeki mevduat cuzdanlarini karsilastiriyoruz. Bunlar onemli belgedir. Diger taraftan, vatandaslik belgesi, vergiyle ilgili belge, ikametgah gibi...

Bakiyorsunuz, off-shore hesabindan mevduata donmus ve mevduat sahibi olmus kisiler de ayni belgelere sahip. Siz bir ay onceden bankacilik islemlerini yaptiniz; ama, burada adil olmayan bir tercihte bulundunuz demek diye bir hak var mi? Bu kisilerin, off-shore da hesap suresi, vadeleri bitmistir. Vade bittikten sonra parasini cekip baska bir bankaya yatiran ile parasini cekip doviz alan kisi bu konuda sucsuz ve istedigi gibi kendini garantilemis oluyor da, neden imar Bankasina mevduat acmis kisi butun varligini kaybediyor? Bunun, hangi hukukta, hangi kuralda yeri var acaba?! (CHP siralarindan alkislar)

Ayrica, bu tasarinin yasalasmasi halinde, mudiler, TMSF den bir odeme alamayacagi gibi, ellerindeki imar offs-hore belgelerini de teslim ettikleri icin, imar off-shore a karsi da herhangi bir muracaat haklari kalmayacaktir. insan haklarina saygili, sosyal bir hukuk devleti olan ulkemizde, bu tasariyla, muhatabi belli olmayan bir mudi kitlesi olusacaktir. Boyle bir durum, Avrupa Birligine girmekte olan ulkemizi, vatandaslarinin sorununa cozum bulamayan, vatandaslarini ortada birakan bir ulke konumuna dusurecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafindan kapatildi)

BAsKAN - Son cumlenizi soyleyin.

BiHLUN TAMAYLiGiL (Devamla) - Son sozlerimi soyluyorum.

Ben, son bes aydir buyuk bir sikinti icerisinde olan imar Bankasi mudilerinin sorununa boyle tek yonde bakan ve onlari suclu gibi goren bir bakis acisiyla degil, onlarin da Turkiye Cumhuriyetine guvenen ve yatirimlarini Turkiye Cumhuriyetine guvenip bir bankasina vermis olan kisiler olarak degerlendirilmesini ve artik, yasadiklari sorunlarin bir an once giderilmesini talep ediyorum.

Heyetinizi saygiyla selamliyorum. (CHP siralarindan alkislar)

BAsKAN - Tesekkur ediyorum Sayin Tamayligil.

Tasarinin tumu uzerinde, sahsi adina, Agri Milletvekili Mehmet Melik ozmen soz istemislerdir.

Buyurun Sayin ozmen. (AK Parti siralarindan alkislar)

Konusma sureniz 10 dakikadir.

MEHMET MELiK oZMEN (Agri) - Sayin Baskanim, kiymetli milletvekili arkadaslarim; ilgili kanun tasarisi uzerinde, sahsim adina goruslerimi aciklamak icin huzurlarinizdayim; hepinize iyi geceler diliyorum.

Kiymetli Baskanim, kiymetli arkadaslar; ilk insanlar, uretim ve tuketimlerini ayni yerde yapiyorlardi; yani, ayni yerde uretiyor, ayni yerde tuketiyorlardi. Zaman icerisinde, uretim yerleri ile tuketim yerlerini ayirdilar. Gidip, emeklerini verdiler, bir mali aldilar ve tuketim yerlerinde, evlerinde de harcadilar. Bir muddet sonra, biriktirmis olduklari mallarla birbirleri arasindaki mallari degis tokus yapma cihetine gittiler, boylelikle pazarlar olustu. Pazarlarda bir mali veriyorlar, onun karsiliginda, kendi ihtiyaclari olan bir baska malla degis tokus yapiyorlardi. Bir muddet sonra, tuccar mubadelesi donemine gecince, bir tuccar sinif ortaya cikti. Bu tuccar sinif, ekonomik yapiyi planlar hale geldi. Boylelikle, pazar, halktan siparislerini aliyor, halkin pazara bildirmis oldugu siparisi pazar tuccara bildiriyor, tuccar uretim yerlerine bildiriyor, uretim yerleri de halki calistiriyor, boylelikle, bir kapali ekonomik devre meydana geldi. Bir muddet sonra para cikti, para mubadelesi donemi basladi. Paranin cikmasiyla birlikte banka ortaya cikti.

Kiymetli arkadaslarim, biyolojide bir kural vardir; gelismemis ilkel canlilarda kalp ve beyin bulunmaz, gelismis canlilarda kalp ve beyin bulunur. ilkel toplumlarda bu gorevi yapabilecek, ekonomik yapiyi duzenleyecek bir olusum yoktur; ama, gelismis yapilarda banka ve borsa ortaya cikar, birisi kalp, birisi de beyin gorevini yapar, boylece, ekonomi faaliyeti yurur. Banka ortaya ciktiktan sonra, krediyi pazara verdi; boylelikle, pazar, ekonomiyi planlar hale geldi. Buna, biz, liberalizm diyoruz.

Bir muddet sonra, pazardaki bircok kimseyle ugrasmak yerine, banka, krediyi tuccarlara verdi, daha az sayida tuccarla ekonomi yurutulsun dedi ve ekonomi bununla yurumeye basladi; buna da kapitalizm diyoruz.

Tabii, faiz de bu donemde ortaya ciktigi icin, bir muddet sonra butun mal ve kiymetler tuccar ve pazarda birikti, halkin elinde bu mallari alabilecek para kalmadi; 1929 yilina gelindigi zaman dunya bu durumdaydi.

O zaman bir bilim adami cikti, Keynes, dedi ki; zarari yok, biz, karsiliksiz bir para basalim, bu parayi uretim yerlerine verelim; uretim yerleri, iscileri, halki calistirsin; halk, bunun karsiliginda bir ucret elde etsin; bu ucretle pazardaki mallari ceksin; boylelikle, ekonomik yapi yurusun. iste, Keynes in icat etmis oldugu bu karsiliksiz enflasyonist para basma donemiyle, su anda butun dunyanin yasamis oldugu sosyalizm donemine gecildi. Sosyalizm diyorum; cunku, sosyalizm kapitalizmden daha sonra gelinmis olan bir devredir, daha ileridir. su anda, zaten, butun dunya buna gore gidiyor.

Bakin, dikkat ediyor musunuz, su anda bankanin halka kredi actigi bir yontem, henuz dunyada var olmus degil. iste, gelecekte uygarlik, bankanin, artik, pazara, tuccara ya da uretime degil, halka kredi actigi ve ekonomiyi halk tarafindan planlar hale getirdigi, reel satin alma gucune gore yasattigi bir yapiya gidecektir.

Bunlari niye bu kadar uzun anlattim; bankacilik, cok onemli bir faaliyettir -giris belki biraz uzun oldu- gercekten beyin fonksiyonu gormektedir; dolayisiyla, ekonominin planlayicisi bankaciliktir.

ulkemizde bankacilik, son yirmi yildan bu yana, yuksek faiz ve onun yol acmis oldugu enflasyonu, o enflasyonun meydana getirmis oldugu borclanmayi, o borclanma neticesinde ortaya cikan issizligi, o issizlik neticesinde ortaya cikan acligi, o aclik neticesinde ortaya cikan yolsuzlugu, o yolsuzluk neticesinde ortaya cikan rusveti ve o rusvet sonucunda ortaya cikmis olan anarsiyi koruklemektedir. Hukumetimiz, is basina geldigi ilk gunden beri bu yuksek faizle mucadele etmektedir; cok sukur, halkimiz da gormektedir; faizleri cok iyi bir seviyeye kadar indirmistir. Hukumetimizin yapmis oldugu bu mucadeleye, tabii ki, gerek iktidar partimiz gerek Cumhuriyet Halk Partisi gerek diger siyasi partiler ve halk destek vermistir.

Bugun gelmis oldugumuz noktada, onumuzde bir tasari var. Bu tasari, imar Bankasinin mudilerinin -detayina girmeyecegim- imar Bankasinin yapmis oldugu birtakim islemler neticesinde dusurulmus olduklari durumun duzeltilmesine donuk bir tasaridir.

Bu tasariyla ilgili birkac cumle soylemek istiyorum. Bakin, toplam 378 000 mudi var. 378 000 mudiden 347 000 civarindaki mudi 50 milyar ve altinda hesabi, mevduati bulunan mudidir. Peki, geri kalan 31 400 civarindaki mudi ne kadar mevduata sahip; 100 milyar liradan 27 trilyon liraya kadar mevduata sahip. Evet, bu 347 000 kisi magdur olmustur; bir bankaya ve onun patronlarina guvenmis, 3 milyar lirasini, 5 milyar lirasini cebinden vesairesinden artirip, 3 kurus,

5 kurus faiz alayim, hayatimi devam ettireyim diye bu bankaya yatirmis ve devletin 50 milyara kadar... Resmi Gazete de yayimlandigi uzere, BDDK nin 3.7.2003 tarihli ve 1083 nolu kararinda -3 Temmuz 2003 tarihinde bu bankaya el konuldu- deniliyor ki: 50 milyara kadar olan tasarruf mevduati sigortasi, 3.7.2003 tarihinden itibaren, 3.7.2004 tarihine kadar sinirsiz hale gelmistir. Yani, bu insanlar, 50 milyara kadar olan mevduatlarinin guvencede oldugunu bilerek, hasbelkader biriktirdiklerini bu bankaya yatirdilar; ancak, 31 444 vatandasimiz da var ki, bunlar da, 50 milyara kadar guvence var, 50 milyarin uzerinde guvence yok diyerek, bunu bilerek, yaklasik 3-5 ila 4 katrilyon civarinda bir mevduati yatirmislardir. Ne ugruna; daha yuksek faiz alabilmek ugruna.

Dolayisiyla, bizim toplumun bir tarafinin -347 000 kisinin- hakikaten magduriyeti var. obur tarafin da magduriyeti var; ama, bunlar da, bilerek, isteyerek... Bakin, ornegin, 27 trilyon lira mevduati olan adam var. Ben, 17 milyar lira maas aliyorum, birakin 27 trilyonu, 500 milyari bile, hayatimda, bir arada gorebilmis degilim; gormedim... Tabii, uc aydan uc aya aliyoruz, onu da soyleyeyim; uc aydan uc aya aliyoruz. Yani, gormedim... Bir kisi, 50 milyara kadar olan tasarrufunun sigorta altinda oldugunu bilerek -devletin sigortasi ancak 50 milyar liraya kadar- 27 trilyon lirayi, daha fazla faiz alayim diye, goturup, bir bankaya yatiriyor ve biz, bu duzenlemeyle, onu da guvence altina aliyoruz. Bence, bu dogru degil. (AK Parti siralarindan alkislar)

Sayin hukumetimizin, degerli burokratlarimizin, bu konuyu dikkate almalarini istirham ediyorum.

Hepinizi iyi geceler diliyorum. (AK Parti siralarindan alkislar)

BAsKAN - Tesekkur ediyorum Sayin ozmen.

Tasarinin tumu uzerindeki gorusmeler tamamlanmistir.

Maddelerine gecilmesini oylariniza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmistir.

Birlesime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.10

DoRDuNCu OTURUM

Acilma Saati: 22.18

BAsKAN: Baskanvekili Sadik YAKUT

KaTiP uYELER: Ahmet KucuK (canakkale), Mehmet DANis (canakkale)

-----0-----

BAsKAN- Sayin milletvekilleri, Turkiye Buyuk Millet Meclisinin 27 nci Birlesiminin Dorduncu Oturumunu aciyorum.

304 sira sayili kanun tasarisinin gorusmelerine kaldigimiz yerden devam edecegiz.

Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasi ve Bankalar Kanununun 14 uncu Maddesinin (3) Numarali Fikrasi Hukumlerine istinaden Bankaci-lik islemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme izni Kaldirilan Turkiye imar Bankasi Turk Anonim sirketi Hakkinda Tesis Edilecek Bazi islemler Hakkinda Kanun Tasarisi ile Plan ve Butce Komisyonu Raporu (1/700) (S. Sayisi : 304) (Devam)

BAsKAN- Komisyon ve Hukumet yok.

Tasarinin gorusmelerini erteliyoruz.

ALi KEMAL DEVECiLER (Balikesir)- Komisyon burada Baskan.

K. KEMAL ANADOL (izmir)- Niye erteliyorsunuz?

BAsKAN- Sayin Baskan, Hukumet yoksa ne yapayim ben?!

K. KEMAL ANADOL (izmir)- Hukumet niye yok?

ALi KEMAL DEVECiLER (Balikesir)- simdi bankalar yasa tasarisinda gelecek. Bankalar yasa tasarisinda da ayni hukumet, ayni bakan olmayacak mi? Olur mu oyle sey.

K. KEMAL ANADOL (izmir)- imarzedelere yazik degil mi?! Bayram zehir oldu.

ALi KEMAL DEVECiLER (Balikesir)- Yazik degil mi? Bayram zehir oldu.

simdi bankalar yasa tasarisinda gelecek o Sayin Bakan.

BAsKAN- Lutfen sayin milletvekilleri... Hukumete soylersiniz bunu.

ALi KEMAL DEVECiLER (Balikesir)- oyle sey olur mu.

Bekleyelim, Bakan gelecek.

ORHAN ERASLAN (Nigde)- Komisyon nerede Komisyon?..

K. KEMAL ANADOL (izmir)- Olmayan hukumet geliyor, hukumet burada. Hukumet aniden cikti ortaya.

BAsKAN- Bankalar Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina iliskin Kanun Tasarisi ve Adalet Komisyonu Raporunun gorusmelerine basliyoruz.

 

Bankalar Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina

iliskin Kanun Tasarisi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/693) (S. Sayisi : 301) (X)

BAsKAN- Komisyon?.. Burada.

Hukumet?.. Burada. . (CHP siralarindan alkislar [!])

Komisyon raporu 301 sira sayisiyla bastirilip dagitilmistir.

Tasarinin tumu uzerinde AK Parti Grubu adina soz isteyen, istanbul Milletvekili Sayin Muharrem Karsli; buyurun. (AK Parti siralarindan alkislar; CHP siralarindan gurultuler)

Konusma sureniz 20 dakikadir.

Sayin milletvekilleri, lutfen, yerlerimize oturalim.

Sayin milletvekilleri, Parlamentonun calisma duzenine uygun olarak herkes yerine otursun.

Sayin Karsli, buyurun.

AK PARTi GRUBU ADiNA MUHARREM KARSLi (istanbul) - Sayin Baskan, degerli milletvekili arkadaslarim; Bankalar Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina iliskin Kanun Tasarisi uzerinde Adalet ve Kalkinma Partisi Grubu adina soz almis bulunuyorum; hepinizi sevgi ve saygiyla selamliyorum.

BAsKAN - Sayin milletvekilleri...

YAVUZ ALTiNORAK (Kirklareli) - Yontemle ilgili karar aliyoruz Sayin Baskan.

BAsKAN - Sayin milletvekilleri, hatip kursude, sizlerin oturmasini bekliyor. Lutfen, oturur musunuz.

Sayin milletvekilleri

Komisyon raporu 301 sira sayisiyla bastirilip dagitilmistir.

Tasarinin tumu uzerinde AK Parti Grubu adina soz isteyen, istanbul Milletvekili Sayin Muharrem Karsli; buyurun. (AK Parti siralarindan alkislar; CHP siralarindan gurultuler)

Konusma sureniz 20 dakikadir.

Sayin milletvekilleri, lutfen, yerlerimize oturalim.

Sayin milletvekilleri, Parlamentonun calisma duzenine uygun olarak herkes yerine otursun.

Sayin Karsli, buyurun.

AK PARTi GRUBU ADiNA MUHARREM KARSLi (istanbul) - Sayin Baskan, degerli milletvekili arkadaslarim; Bankalar Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina iliskin Kanun Tasarisi uzerinde Adalet ve Kalkinma Partisi Grubu adina soz almis bulunuyorum; hepinizi sevgi ve saygiyla selamliyorum.

BAsKAN - Sayin milletvekilleri...

YAVUZ ALTiNORAK (Kirklareli) - Yontemle ilgili karar aliyoruz Sayin Baskan.

BAsKAN - Sayin milletvekilleri, hatip kursude, sizlerin oturmasini bekliyor. Lutfen, oturur musunuz.

Sayin milletvekilleri, oturmadiginiz takdirde, ara verecegimi belirtiyorum.

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Sayin Baskan...

BAsKAN - Sayin milletvekilleri, tartisilacak konulari disarida tartisin. simdi, Parlamentonun calisma duzenine uygun olarak oturmazsaniz, ara verecegim. (CHP siralarindan gurultuler)

MUHARREM KiLic (Malatya) - Danisma Kurulu kararina aykiri davraniyorsunuz!

ALi KEMAL DEVECiLER (Balikesir)- Bunu da erteleyin o zaman!

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Sayin Baskan, 48 saat oncesinden geldi, ictuzuge ragmen geldi; imar zedeler... Biz, terk ediyoruz o zaman, ya imar zedeler gorusulecek ya da biz terk ediyoruz!

BAsKAN - Birlesime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 22.33

BEsiNCi OTURUM

Acilma Saati: 22.44

BAsKAN: Baskanvekili Sadik YAKUT

KaTiP uYELER: Mehmet DANis (canakkale), Ahmet KucuK (canakkale)

-----0-----

BAsKAN - Sayin milletvekilleri, Turkiye Buyuk Millet Meclisinin 27 nci Birlesiminin Besinci Oturumunu aciyorum.

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Sayin Baskan, usul hakkinda soz istiyorum. 63 uncu maddeye gore siz istiyorum.

BAsKAN - 301 sira sayili Kanun Tasarisinin gorusmelerine kaldigimiz yerden devam ediyoruz.

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Sayin Baskan, 63 uncu maddeye gore soz istiyorum

BAsKAN - Sayin Anadol, niye bu kadar acelecisiniz? Bir saniye... Konusmaci arkadasimiza soz verelim, talebinizi de degerlendiririz.

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Olmaz efendim... Olmaz efendim...

BAsKAN - Hayir... Lutfen... (CHP siralarindan gurultuler)

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Olmaz efendim...

BAsKAN - Konusmaci kursudeydi. Lutfen Sayin Anadol...

Bankalar Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina

iliskin Kanun Tasarisi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/693) (S. Sayisi : 301)

BAsKAN - Komisyon ve Hukumet?.. Yerinde.

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Cumhuriyet Halk Partisi oyuncaginiz degildir. Gundemi istediginiz gibi belirleyip istediginiz yasayi buradan geciremezsiniz.

BAsKAN - AK Parti Grubu adina, tasarinin tumu uzerinde konusma yapmak uzere, istanbul Milletvekili Muharrem Karsli yi kursuye davet etmistim.

Sayin Karsli yi yeniden kursuye davet ediyorum.

Buyurun Sayin Karsli. (AK Parti siralarindan alkislar)

K. KEMAL ANADOL (izmir) - Hukumet yoktu, hukumet simdi burada. 400 000 aileyi perisan ettiniz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu bu oyuna alet olmayacaktir. Genel Kurul salonunu terk ediyoruz. Buna alet olmayacagiz.

ALi KEMAL DEVECiLER (Balikesir) - Bakan geldi, bir dakika sonra Bakan geldi. Ayip!.. Ayip!..

BAsKAN - Sayin Anadol, her seyin kurali vardir.

Sayin Anadol, hatibin sozu tamamlandiktan sonra sozunuzu degerlendirecegim, soz verecegim.

K. KEMAL ANADOL (izmir) - CHP Grubu buna alet olmayacaktir. 48 saat kuralini deldiniz hukumet yok dediniz halbuki hukumet burada, imarzedeleri gorusmuyorsunuz istediginiz yasayi gorusuyorsunuz. CHP Grubu bu oyuna alet olmayacaktir; salonu terk ediyoruz. (AK Parti siralarindan kac paran var? sesleri, gurultuler)

Sondurdugunuz umutlarin yakicisi biz olacagiz. (AK Parti siralarindan alkislar)

ALi KEMAL DEVECiLER (Balikesir) - Olur mu boyle sey; hayirli olsun size; tepe tepe kullanin Sayin Baskan. (AK Parti siralarindan alkislar)

(CHP Grubu Genel Kurul salonunu terk etti)

BAsKAN - Sayin Karsli, buyurun.

Konusma sureniz 20 dakikadir.

AK PARTi GRUBU ADiNA MUHARREM KARSLi (istanbul) - Sayin Baskan, degerli arkadaslar; Bankalar Kanunuyla Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina iliskin Kanun Tasarisi uzerinde Adalet ve Kalkinma Partisi Grubu adina soz almis bulunuyorum. Hepinizi sevgi ve saygiyla selamliyorum.

Bu, Sayin Meclisi ikinci selamlayisim oluyor. Birinci konusmam yarida kaldi, bendeniz de boylece imar Bankasi imarzedelerinden biri haline gelmis oldum. (AK Parti siralarindan gulusmeler, alkislar)

Konumuz bankalar olduguna gore biraz bankalarin ve bankalarin ekonomideki yeri ve onemi uzerinde durmak istiyorum. Bankalar, modern ekonomilerin vazgecilmez kurumlari, ekonomiyi duzene sokan, ekonomiye islerlik kazandiran kurumlardir. Bankalarin en onemli fonksiyonu, kucuk halk tasarruflarini toplayip buyuk, yatirilabilir fonlara donusturmek, bir; bu fonlari krediler veya istirak yoluyla yatirimlara donusturmek, iki; bir emme basma tulumba gibi tasarruflari mevsimden mevsime, cografi bolgeler ve sektorler itibariyle sektorler arasinda tevzi etmek, tasarruf fonlarina mobilite saglamak, sermayeye mobilite saglamak, bankalarin en onemli gorevlerinden biridir.

Ayrica, bankalar, diger bankacilik hizmetleri yoluyla ve ozellikle akreditifler ve teminat mektuplariyla, itibara ve guvene dayali isler ve islemler yaparlar. Mevduat toplamak, zaten, bizatihi bankalarin guvene dayali fonksiyonlarindan biridir.

Bankalar, bu kadar onemli kurumlar olarak, ekonomiyi yoneten ve yonelten kurumlar olarak, bu guven ve itibari titizlikle korumak zorundadirlar. Oysa, ulkemizde, bazi bankalar, bunun tam tersini yapmislardir. Bu guven ve itibarin korunmasi icin Bankalar Kanununun getirdigi sinirlamalara uyulmamistir. Bankalar, bunu, bazen iyi niyetle yapmislar ve sadece grup sirketlerine sinirsiz mali destek saglamak amaciyla hesapsiz ve plansiz krediler vermislerdir, daha sonra, bu krediler geri donmeyince, bankalar batmistir. Bazen de bilincli olarak kurulan tabela sirketlerine buyuk krediler verilerek, buyuk paralar batirilmis, daha dogrusu batmis gosterilerek, zimmete gecirilmistir.

Butun bunlar klasik banka hortumlama yontemleri olarak yakin gecmisimizde sikca gorusmustur. ulkemizde, tasarruf mevduatlarina taninmis olan sinirsiz mevduat garantisi nedeniyle, belli basli ozel sektor gruplarindan bazilari tarafindan, sirf kendi grup sirketlerine para aktarmak ve sinirsiz ve teminatsiz kredi vermek icin ozel bankalar kurulmustur. Bu bankalarin hakim ortaklari ile yoneticileri, yaptiklari gercege uymayan reklamlarla, mevduat sahiplerinin ilgi odagi haline gelmis ve kapi arkalarinda yapilan yuksek faiz anlasmalariyla, halkin paralarinin mevduat olarak toplanmasi saglanmistir. Bu paralarin tumu, banka kaynaklari olarak, kendilerine, es ve cocuklarina ve yakin akrabalarina, kendi off-shore bankalarina, cogunlugu, sadece kagit uzerinde varligi bulunan tabela sirketi veya posta kutusu adresli grup sirketlerine kredi olarak, her turlu tasinir ve tasinmaz mal edinmeleri icin aktarilmistir.

Fakat, son birkac aydir uzerinde konusup durdugumuz imar Bankasi olayi ise, cok farkli bir postmodern hortumlama olayidir. Burada, klasik hortumlama yontemleri, grup sirketlerini kayirma gibi eylemlere ilaveten, seytanin aklina gelmeyecek isler yapilmistir. Devlet Hazinesi adina halka satilan hazine bonolari uzun suredir kagida basilmadigindan, halktan, sadece, kasa makbuzu ile hayali hazine bonosu satislari yapilarak katrilyonlar zimmete gecirilmistir.

Bilindigi gibi, bundan bes alti yil oncesine kadar, belki, on yil oncesine kadar hazine bonolari kagida basiliyordu, basilmis olarak satiliyordu, bankalara tevzi ediliyordu. Bankalar bunlari satis karsiliginda, fiilen, fiziki olarak satis karsiliginda paralarini tahsil ediyorlardi; ama, baski masraflarindan kurtulalim derken, bugun, katrilyonlarca zararin altina girilmis bulunuluyor.

Dunyanin en buyuk bilgisayar uzmanlarina banka icin ozel programlar yaptirilarak, mevduatin azi kayitici, cogu kayitdisi olarak toplanmistir. Bundan bankanin ne kari oluyor; iki kari oluyor. Bir defa, bunu, duzgun bir sekilde yaptigi zaman, bankaya 100 lira yatirmaya gelen bir vatandastan alinan paranin 10 lirasi kayitici olarak bilgisayara giriliyor, 90 lirasi kayitdisi olarak bilgisayardaki sifreli, gizli hesaba naklediliyor; boylece, sadece 10 lira alinmis gosteriliyor. Bu 10 lirayla ilgili vergiler devlete odeniyor, vatandastan tahsil edildigi halde diger 90 liraya ait vergiler, bankanin ve banka yoneticilerinin cebinde kaliyor. Ya boyle yapiliyor ya da devlete odenmeyen vergiler, faizin uzerine bindirilerek, bu banka tarafindan mevduat sahiplerine yuksek faiz odenmesi imkani saglanmis oluyor. Boylece, bu banka, diger bankalara nazaran vergi avantaji elde ederek bir haksiz kazanc ve haksiz rekabet yolu acmis oluyor.

imar Bankasinin basini cektigi bu islemlerde, ayrica, bir de off-shore mevduat meselesi var. Off-shore mevduat nedir once bunun uzerinde biraz duralim: Bir bankaya gittiginiz zaman, sahip oldugunuz mevduati, parayi bankaya mevduat olarak yatirirsiniz. Banka, bunu, normalde, dahildeki firmalara ikraz eder, aldigi faizin bir miktarini, masraflari, kari ve vergiler icin keser, geri kalanini size mevduat faizi olarak oder. Off-shore bankaciliktaysa, bankaya goturup yatirdiginiz para o banka tarafindan kullanilmaz, ikraz edilmez, cogunlugu korfez ulkelerinde bulunan, ozellikle, Bahreyn, Katar, Birlesik Arap Emirlikleri gibi yerlerde bulunan off-shore bankalarina mukerrer mevduat olarak devredilir, o bankalar bu paralari degerlendirir, verdikleri krediden faiz alirlar ve off-shore bankalara mevduat devreden bankaya bir faiz devrederler. simdi, bu faizle, o bankalar, ne ikraz ederken aldiklari faizden vergi oduyorlar ne de imar Bankasina verdikleri mevduat faizinden vergi oduyorlar; cunku, bu paranin ikraz edildigi, kullanildigi, yatirildigi ulkelerde vergi diye bir sey yok, buralar bir vergi cennetidir.

Vergi devreden ciktigi zaman, tabii ki, mevduat sahiplerine cok daha yuksek faiz odeme imkani oluyor; bu, isin yasal sekli.

Fakat, imar Bankasi orneginde gordugumuz gibi, off-shore mevduat diye bir sey yok; kismen var, belki kismen yok. Mevduat off-shore bankalarina yatirilmis gibi gosterilerek, boyle bir vergi avantaji saglanmak suretiyle, yine bankacilikta haksiz bir rekabet imkani kazanilmis olunmaktadir; ki, bu, isin biraz daha iyi niyetli tarafi. Aslinda, belki de, off-shore mevduati diye bir sey hic yok. Off-shore mevduat yatiran vatandaslarin paralari, sirketin sahiplerine veya bankanin grubundaki sirketlere ucuz, bedava bir finansman olarak verilmektedir. Boylece, bugune kadar rastlamadigimiz, bugune kadar ki banka hortumlama islerinde -ki, son uc dort yil icinde 20 tane banka hortumlanarak batirilmistir- gormedigimiz cok yeni, cok degisik bir hortumlama usulu onumuze cikmis bulunuyor. Boylece, bu banka, kendisine yatirilan ama kayit disinda sakladigi paralar icin musterilerine mevduat cuzdanlari veriyor; musteriler, mevduat cuzdanlariyla devletten paralarini geri istiyorlar. Belki, olmayan mevduat; cunku, ellerinde hesap cuzdanlari vardir, o tarihte imza yetkileri sirkulerde bellidir; eski tarihle istedikleri kadar mevduat hesap cuzdanlarini tanzim edip, musterilerin ellerine ya da tanidiklarinin, yakinlarinin, fabrikalarindaki iscilerin ellerine verip, bunu alin, gidin devletten paranizi isteyin diye kendi ceplerine attiklari parayi devlete odettirme hesaplari icindedirler. Boylece, devletin mevduat karsiligi olarak, garanti karsiligi olarak odedigi paralarin ne kadari mevduat sahiplerine gidecek ne kadari patronlarin cebine gidecek; bu, bilinmiyor, bilinmesi de mumkun degil. Peki, devlet bu tuzaklara dusmeli mi?!

CHP GRUP BASKAN VEKiLi  Sayin  HALUK KOC

Degerli Basin Mensuplari, bugun, Haziran ayinda yonetimi istifa eden

ve Temmuz ayi basinda bankacilik yapma yetkisi kaldirilan imar

Bankasina iliskin aciklama yapacagim.

Yasanan 4 aylik surecte, Hukumetin her attigi adimda Devlet

yonetiminin ciddiyetinden uzak tavri nedeniyle, hem bankacilik

sistemine hem de devlet kurumlarina olan guven sarsilmistir.

Hukumetin imar Bankasina para yatiranlara diger el koyulan bankalara

uyguladigi proseduru uygulamamasi ve inandirici aciklamalar

yapmamasi magdurlarin sorunlarini gidermenin disinda baska amaclarla

hareket edildigi kuskusunu yaratmistir.

Halkin sisteme olan inanci sarsilmistir.

Bu 4 aylik surecte, holdingler, medya gruplari ve bunlarla Hukumet

arasinda yasanan kavgalar, topluma hizmet noktasinda orgutlenmesi

gereken sistemin ne hale geldigini cok carpici bir sekilde ortaya

koymustur. Sonucta bunun faturasi yine devlet guvencesine inanarak

paralarini bankalara yatiran kucuk yatirimcilara ve Turk toplumuna

cikmistir. Yani ortada tek suclu bankacilik sistemine ve dolayisiyla

devlete guvenen insanlar kalmistir. CHP halkin sirtina yuklenen

katrilyonlarca yukun sorumlularindan hesap sorulmasini talep

etmektedir.

Kucuk yatirimci imar Bankasina, bu bankanin sahiplerine degil Devlet

guvencesine ve devletin yaptigi denetime guvenerek yatirmistir. Bu

yalin gercege ragmen, Basbakan Recep Tayyip Erdogan nicin paranizi

devlet bankalarina yatirmadiniz gibi sig yaklasimlarla bankacilik

sistemine olan guvensizligi artiracak sorumsuz aciklamalarda

bulunmustur.

Yani, baska orneklerinde de goruldugu gibi, bu 4 aylik surec de cok

kotu yonetilmis ve 380 bin mudi zarara ugratilarak, devlete

guvenmelerinin bedelini odemislerdir.

Ayrica imar Bankasi olayinda bugune kadar hic uzerinde durulmayan

yeni bir risk kavrami ortaya cikti. Aciga bono satisi ve cift kayit.

CHP nin yillardir yaptigi uyarilara karsin, bir turlu duzeltilmeyen,

duzeltilmek istenmeyen bu sistemi Turkiye nin kaldiracak durumu

kalmamistir. Buradan Hukumeti bir kere daha uyariyoruz. Finans

sektorunde benzer olaylarin yasanmamasi icin devletin denetleme ve

duzenleme islevindeki eksiklikler biran once giderilmelidir.

Degerli arkadaslarim, ayrintilari dun aciklanan, Hukumetin yapmayi

dusundugu duzenlemeler, i mar Bankasi mudilerinin beklentilerine

cevap vermekten gercekten cok uzaktir. Sayin Basbakan Yardimcisi

Abdullatif sener in 22 Temmuzda TBMM de iki hafta icinde hak

sahiplerine odeme yapilacagina yaptigi iliskin konusmanin ardindan

aylar gecmesine ragmen odemelerin simdi 3 yila yayildigini goruyoruz.

Aciklamada belirsiz noktalar vardir. Sayin sener altini cizerek

soyluyorum diye ifade etti ve gercek alacaklilar seklinde bir

kavram ortaya atti. Umarim bu gercek alacaklilar tanimi yeni

tartismalara ve yeni magdurlarin ortaya cikmasina neden olmaz.

Mudilere Ziraat Bankasinda suclu tasarruf hesabi olarak algilanan

bir hesap acilmistir. Sonra da bu hesaplari teminat olarak

gosterilmesine olanak taninmistir. Degerli arkadaslar, insanlarin

kendi paralarinin teminat olarak gosterilmesi olanaginin

taninmasinin, bir iyilik olarak anlatilmak istenmesi insaf

olculeriyle bagdasir mi?

Dort aylik surecte, her kurusu odenecek su tarihte odenecek, diye

bircok aciklamanin ardindan, dun nihayet hak sahiplerine odemelerin

uc yila yayilarak yapilacaginin planlandigini gorduk.

Sayin Bakan mudilerin hicbir reel kaybinin olmayacagi ve

alacaklilara Tuketici Fiyat Endeksindeki artis oraninda faiz

tahakkuk ettirilecegini acikladi.

Degerli arkadaslar, bu ulkede yasayan herkes Tuketici Fiyat

Endeksindeki artislarin Devlet ic Borclanma Senetleri ve mevduat

faizlerinin cok altinda gerceklestigini bilir. Ekim ayi itibariyle

Ziraat Bankasi 1 yillik mevduata yuzde 24 faiz uyguluyor. Sayin

Maliye Bakani Pazartesi gunu Butce gorusmelerinde acikladi, 2004

yilinda tuketici fiyatlarindaki artisin ortalama yuzde 13.7 olmasi

bekleniyor. Bu gercek ortada iken reel olarak bir kayip

olmayacagindan soz etmek olanakli midir?

Bakanin aciklamalarindan Hazine bonolarinin da, mevduata cevrilerek

ayni faizle geri odenecegi anlasiliyor. Bu konuda reel kayip daha da

fazla olacaktir. Degerli arkadaslar Hazine Bonolarina iliskin

Agustos ve Eylul aylarinda burada size aciklamalarda bulundum. Bu

nedenle daha fazla detaya girmeyecegim. Ancak yapilacak yasal

duzenlemede, hazine bonolarinin devletin itibari oldugunun goz

onunde bulundurulacagini umuyorum.

simdi hukumete bir soru sormak istiyorum. Acaba TuFE eksi cikarsa ne

olacaktir? Mudiler Bankaya borclanacak midir? Yani geriye faiz

odemsinde mi bulunacaklardir? Bu soruya yanit bekliyorum.

CHP, Hukumetten, oynan bu oyun sonucunda halkin sirtina yuklenen

katrilyonlarin hesabinin sorumlularindan hesap sorulmasini talep

etmektedir.

CHP nin hicbir cikar grubunun gudumunde olmadan, kucuk

yatirimcilarin haklarini korumak icin bu isin takipcisi olmaya devam

edeceginin altini bir kez daha burada cizmek istiyorum.

LDP Milletvekili Sayin EMiN SiRiN

iMARZEDELER

Hukumet dun, buyuk bir gecikmeyle de olsa imar Bankasi nda mevduati bulunanlarla ilgili bir odeme planini acikladi. Herhalde bu aciklamada bizim gibi imarzedelerin hakkini israrla koruyanlarin da bir tesiri oldu.

Ancak Hukumetin yaptigi aciklamada bazi zaaflar gordugumuzu kamuoyu ile paylasmak istiyoruz:

1- Hukumetin yapmis oldugu bu aciklama, 12 Agustos ta yururluge giren kanundan aldigi yetkiye dayanarak cikartmis oldugu bir karardir. Buna mukabil imar Bankasi na el konma tarihi 4 Temmuz dur. Bu durumda imar Bankasi mudileri icin lehlerinde oldugu takdirde gecerli olan mevzuat 4 Temmuz da gecerli olan mevzuattir.TMSF normal bir sigorta sirketinden farkli bir kurum degildir. Bu cercevede Hukumetin dun aciklamis oldugu odeme planindan memnun olmayan mudiler, TMSF ye bir ihtarname cekerek, paralarinin hemen odenmesini talep edebilirler. TMSF bu ihtarnameye, Hukumetin dun acikladigi karara uyacagini soyleyerek cevap verecektir. Bu cevap uzerine mudiler hukuk mahkemelerine basvurarak odemelerin hemen yapilmasini isteyebilirler. Eger Turkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti ise, mahkemelerden lehlerine karar cikmasi cok buyuk olasiliktir.

2- Hukumet gerek TBMM den 12 Agustos ta cikarttigi kanun, gerekse dun acikladigi odeme plani ile BDDK ve TMSF nin ozerkligini fiilen ortadan aldirmistir. TMSF nin odeme planina Hukumet karar vermektedir. Bu durum mesru kabul edilecekse, bundan sonra bankalarla ilgili her turlu islerde muhatap BDDK ve TMSF degil Hukumettir. Ayrica TMSF deki bankalarin tahsilatlarina Maliye Bakanliginin el atmis olmasi ozerklik kavramini tamamen ortadan kaldiran bir gelismedir. IMF nin ve ozerkligin savunucusu olan CHP nin ve Kemal Dervis in de sessiz kalmasi ayrica dusundurucudur.

3- Dun aciklanan kararla sadece imar Bankasi mudilerinin derdine goreceli bir care bulunmus, bina mukabil hazine bonosu sahipleriyle cEAs ve Kepez Elektrik in hissedarlari icin herhangi bir care aciklanmamistir. Bu konular da Hukumetin derhal egilmesi gereken ve takipcisi olacagimiz konular olarak ortada durmaktadir.

 

CHP istanbul Milletvekili Bihlun Tamayligil

Anayasamizin 98 inci, ictuzugumuzun 104 ve 105 inci maddeleri

geregince, imar Bankasi As ye BDDK tarafindan el konulmasiyla

baslayan ve gittikce daha da karmasiklasan mudilerin durumu ve

bankanin yetkisi olmaksizin hazine bonosu alim satiminda bulunmasi

konusunda BDDK nin sorumlulugunun arastirilmasi amaciyla talep

ettigimiz Meclis arastirma onergesi hakkinda soz almis bulunuyorum;

Yuce Meclisi saygiyla selamliyorum.

Gorusmeler sirasinda, milletvekilimiz Sayin Mehmet Ergun Dagcioglu,

konu hakkindaki hassasi-yetlerini cok guzel sekilde ilettiler ve

ozellikle CHP Grubuna yonelik olarak izah asamasinda oldular; an-cak,

bilinmesini isterim ki, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, mevcut 5

onergenin 3 unun sahibi olarak, en az kendileri kadar bu

hassasiyetini surdurmektedir. ozellikle, konunun cozum asamasinda

sonuna kadar takipci olarak bu hassasiyetini devam ettirecektir.

Sayin Baskan, degerli milletvekilleri; bugun, BDDK konusunda detayli

gorusmemizi yaparken, biz, BDDK nin yapilanimi veya bagimsiz ust

kurullarin yapilanimini yargilar bir noktada olmamaliyiz. Turki-

ye deki bagimsiz ust kurul yapilaniminin gerekliligi ve sonucta

baktigimizda, Avrupa Birligi muktesebati geregi ulusal programimizda

da bagimsiz ust kurullarin varligini unutmamamiz gerekir. Bu noktadan

hare-ketle, bugunku arastiracagimiz ve uzerine deginecegimiz konu,

olusan gorev ihmalleri, kanuni olarak veri-len yetkilerin

kullanilmayisidir.

Sayin Baskan, degerli milletvekilleri; ozerk kurumlarin ortaya cikis

nedenlerini inceledigimizde bunlarin uc temel baslikta toplandigi

gorulmektedir. Bu nedenlerin ilki, devletin klasik isleyisinin

gunumuz toplumunun ihtiyaclarina tam olarak yanit veremez duruma

gelmesidir. Klasik devlet yapisinin is yapis se-killeri ile

burokrasinin agir ve seffafliktan uzak yapisi, belli sektorlerin

isleyisine iliskin olarak devletin duzenleme ve denetleme gorevinin,

siyasetten uzak ve ilgili sektorde uzmanlik kazanmis kadrolarin

olustu-racagi dinamik ve bagimsiz bir yapilanma tarafindan yerine

getirilmesi geregini ortaya koymaktadir.

ikinci neden, Anayasada duzenlenmis olan bazi temel hak ve

ozgurlukler ile bankacilik, sermaye piyasasi islemleri gibi bazi

ekonomik etkinliklerin kaynak kullanimini ve ekonomik verimliligi

artiracak bazi mekanizmalara ihtiyac duyar hale gelmis olmasidir.

ucuncu neden ise, ozellestirme uygulamalariyla devletin faaliyetten

cekilmis oldugu bazi sektor-lerde devletin denetim ve gozetim

gorevini yerine getirmesinin saglanmasidir.

Goruldugu gibi, ozerk kurumlarin ortaya cikis temelinde, degisen kamu

yonetim anlayisi yatmakta-dir. ilk olarak Amerika Birlesik

Devletleri, daha sonra Avrupa Birligi ulkeleri ve daha sonra da eski

Dogu Bloku ulkelerinde olusan bu yapilanim, 1980 li yillardan sonra,

Turkiye de de ozellikle duzenleme, denet-leme ve koruma gorevini

ustlenen ozerk ve bagimsiz yapilanma ihtiyaci olarak kendini

gostermistir.

ulkemizde degisik alanlarda faaliyet gosteren farkli ust kurullar

bulunmaktadir; ancak, son donem-lerde, degisik platformlarda en cok

tartisilan ve imar Bankasinin Tasarruf Mevduati Sigorta Fonuna devra-

linmasi sonrasinda yasanan gelismelerde en cok dikkati ceken

Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kuru-mudur.

BDDK, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlarini korumak, mali

piyasalarda guven ve istikrari saglamak, ekonomik kalkinmanin

gereklerini de dikkate alarak kredi sisteminin etkin bir sekilde

calismasi-ni temin etmek ve ekonomide onemli zararlar dogurabilecek

islem ve uygulamalari onlemek amaciyla her turlu tedbiri almak ve

uygulamakla yukumlu ve yetkili olmak uzere, idari ve mali ozerklige

sahip bir kuru-lustur.

imar Bankasi olayina geldigimizde, bu surecte, kurul, konuyla ilgili

olarak, yalnizca mevduatin devletin guvencesinde bulundugunu

belirtmekte, bankadan hazine bonosu olan vatandaslarin magduriyetin-

deki sorumluluguna iliskin olarak ihbar gerekliligini dile

getirmektedir; ancak, bankalarin repo ya da mak

buz karsiligi sattigi bonolarin banka kasasinda saklandigini

denetlemek ve aciga satis yapilmasini engelle-mek BDDK nin gorevleri

arasindadir. Bu kapsamda, gereken tedbirlerin alinmamis olmasi ve

aciga satis islemlerine mudahale edilmemesi, halkin, bankanin durumu

ve yetkilerinin siniriyla ilgili bir bilgiye sahip olmaksizin

devletin hazinesinin cikardigi bonoyu aldigi dusuncesiyle yatirim

yapmasina neden olmustur.

Ayrica, imar Bankasinda mevduat sahibi olan veya hazine bonosu alan

yatirimcilar, kaybin karsi-lanma sekliyle ilgili net bir bilgi sahibi

degildir. Gorusmelerin basinda, Sayin Basbakan Yardimcimiz, en kisa

surede bu magduriyetlerin karsilanacagini dile getirmisler; ancak,

7,8 katrilyon olarak bictikleri tuta-rin icinde hazine bonosu

magdurlarinin geleceginin ne olacagini net olarak bildirmemislerdir.

Bu konuda gerekli cevabin, magdurlara, Sayin Bakanimiz tarafindan

verilecegini umuyorum.

imar Bankasi yaklasik onuc yildan beri yetkisi elinden alindigi

halde, hazine bonosu satmak icin yaptigi reklamlar ve 1 katrilyon

lirayi asan -ki, bu, beyanlardan da ortaya cikmistir- hazine bonosu

satisini, ilgili, gorevli ve sorumlu kuruluslarin fark etmemis olmasi

son derece dusundurucudur.

Turkiye mali piyasalari her gecen gun yeni magdur yatirimci kitleleri

ortaya cikarmaktadir.

Gecmiste BDDK nin el koydugu diger bankalardaki hazine bonosu, devlet

tahvili sahipleri ve mev-duat sahipleri magdur olmamislardir. Bundan

once el konulan yirmi bankada yatirimlari bulunan kisiler hicbir

magduriyet yasamazken, AKP Hukumeti doneminde ilk olarak yasanan bu

olayda yatirimci magdur olmustur. Aradan gecen surede de hicbir somut

gelisme olmadigi gorulmektedir; sadece dilekler ve vaatler vardir.

imar Bankasinin yetkisi olmadigi halde hazine bonosu satisina

aracilik ve cifte kayit yaptigi ortaya cikmistir. Peki, butun bunlar

olurken devletin yetkili kurumlari neredeydi? Daha once neden

harekete ge-cilmedi? Hangi yetkililer gorevini ihmal etti? Bu

ihmallerin faturasi hep yatirimciya mi cikacak?

Bu basliklarda sorgulamalarin yapilmasi buyuk bir gerekliliktir.

Devletin guvencesi ve denetimine guvenen binlerce yatirimcinin

Turkiye nin zor ekonomik kosullarindan biriktirmis olduklari

tasarruflarini degerlendirmeye calisirken, tamamen kendi

inisiyatifleri ve kontrolleri disinda yasanan gelismeler sonrasi son

derece agir bir magduriyetle karsilasmis olmalari kabul edilemeyecek

bir durumdur.

Devlete guvenmek suc mudur? Gerek Basbakanimiz gerekse konuyla ilgili

bakanlarimiz, bu banka-ya parasini yatiran tasarruf sahipleri

icin yuksek faizle para yatirirken bize mi sordunuz demektedirler.

Kamu idare gorevi kimin icin yapilmaktadir? Vatandasa aklin

neredeydi derken, kamu kurum ve kurulus-larinin akli ve yetkileri

neredeydi? Tek suclu, yeterince bilgilendirilmeyen ve devletin

yonetimine guvenen halk midir?

Bankanin belli bir risk kapsaminda bulundugundan hareketle,

yonetimine, bir yil onceden, bir uye atamasi yapilmistir. Risk

tasiyan ve devlet guvencesi semsiyesi altinda olan bu ornekte, bu

risk icin gerekli idari ozen yeterince gosterilmis midir?!

Diger taraftan, BDDK, Merkez Bankasinca 3 Agustos 1998 tarihinden

itibaren yururluge konulan repo genelgesine karsin, aciga repo

islemlerinden soz edebilmektedir. Eger soz konusu genelgeler, birer

uygulama araci olarak denetimin fonksiyonu olmak isleviyle hayata

gecirilemeyecek ise, her seyden once, genelgelerin, ne amacla

cikarilmis oldugunu sorgulamak gerekmektedir. Ayrica, hazine bonosu

ve devlet tahvili bilindigi uzere, yuksek icborclanma ihtiyacindan

dolayi her hafta buyuk montanli islemler yapilmak-ta ve bunlarin

fiziki dolasim imkani olmamaktadir. Karsiliginda verilen makbuzlarin

hukuki gecerlilikleri ve tasidiklari sorumlulugun farkinda olmak

yatirimcinin uzerindeki bir sorumluluk degildir. Bu sorumlulu-gun

getirecegi sonuclari takip etmek ve bunlarin neticesinde olusan

magduriyetleri karsilamak yine ilgili otoritelerindir.

Son yasanan imar Bankasina el konulmasi surecinde, BDDK nin imar

Bankasinin hesaplarina ve kayitlarina ulasamadiklari yonundeki

aciklamalari, farkli bir soruyu ortaya cikariyor. Bugune kadar Turk

bankaciligi, sadece kredi ve doviz pozisyonu riskleri ile sermaye

yeterliligi riskiyle degerlendiriliyordu; bugun karsimiza yeni bir

risk turu ortaya cikmis oluyor; bu da islem riskleri ureten bir ornek

olarak kendini gosteriyor; yani, artik, kayitlara ulasilamamasi da

ayri bir risk midir?

BDDK bir guven muessesedir. BDDK finans sistemimizin sagligi icin bir

koruyucudur. BDDK iti-barli, saygin, sagduyulu, becerikli, tecrubeli,

bilgili, bagimsiz, vizyon sahibi, ileriyi gorebilen, cesaretli, cabuk

karar alabilen ve guvenilir bir kurum olmak zorundadir ve biz bu

arastirmayi yaparken BDDK nin bu islevi degil, bu kurum catisi

altinda yetkilerin yeterince kullanilmamasi ve gorev ihmallerini

dikkate almak zorundayiz; cunku, bu noktada yapilacak herhangi bir

yanlisligin...

Ve bu nokta, finans piyasasinin ve genel ekonominin, yapila-cak

herhangi yanlis bir degerlendirme, onunde onemli bir engel teskil

edebilecektir.

Mevduat olarak yatirilmadigi icin cozumsuzlugun icinde olan Hazine

bonosu yatirimcisinin duru-munu tek cozecek olan kurum, Bakanlar

Kuruludur. Bakanlar Kurulu, yapilacak yasal duzenlemeyle, yati-

rimcinin magduriyetini gidermek durumundadir. cozum asamasinda

BDDK nin yasal bir yetki kullanim hakki bulunmamaktadir ve ortaya

cikan bu tablo sonucu hukumet, varolan tespitler sonucu acilen hukuki

altyapiyi olusturarak, uygulama alanina sunmak durumundadir.

Bu noktada, yatirimci, Hazinenin cikarmis oldugu bir kagit

oldugundan, bu kagida guvenerek yati-rim yapmistir ve uygulamada

ortaya cikan aksakliklarin sorumlusu kesinlikle yatirimci degildir.

imar Ban-kasinda yasanan Hazine bonosu skandalinin mazisine

baktigimizda, yetkisiz bir kurumun islem yapmasinin kanunen yasak

olmasina ragmen ilgili makamlarca tespit edilememesi, bu magduriyetin

olusmasindaki en onemli ihmaldir.

imar Bankasi, SPK tarafindan, 4 Ocak 1985 tarihli toplantisinda

alinan kararla, borsa uyelik belge-si sahibi olmustur. Ancak, 21

Kasim 1990 tarihli toplantida, bankanin aracilik faaliyetlerinin

durdurulmasi-na ve iMKB uyelik belgesinin iptal edilmesine karar

verilmistir. Bu karar, 22 Kasim 1990 da, o donemin bankalar yetkili

otoritesi olan Hazine ve Dis Ticaret Mustesarligina da

bildirilmistir. Ayrica, 21 Agustos 1992 de repo ve ters repo

islemlerinin duzenlenmesi uzerine imar Bankasinin yaptigi basvuru,

gerekli onsartlar olmadigi icin reddedilmistir.

Devletin ilgili yasal otoriteleri tarafindan alinan karardan ve bunu

uygulamadan sorumlu olanlar-dan bizim, bu islemlerden haberimiz

yoktu yanitini almak, son derece dusundurucu. Kaldi ki, yillardir,

banka, yazili ve gorsel medyada bu islemleri gerceklestirdigini ifsa

etmistir ve bunun yani sira, 14 Mart 2003 tarihinde maliye

mufettisleri tarafindan BDDK ya yollanan imar Bankasinin, bu islemi

izinsiz yapti-gi ibaresini tasiyan bir rapor vardir. 14 Mart-3

Temmuz; arada gecen suredeki magduriyetin ve gelismenin bir

degerlendirilmesinin yapilmasini talep ederim.

Alenen yapilan bu ihbari gormezlik, kanunen tanimlanan gorevde buyuk

bir ihmalin oldugu sonu-cunu ortaya koymaktadir. Belki de, ilgili

makamlar, bankanin, gecerli yasaklara ragmen ben, bu fiili yap-

madim beyaninin, bankanin antetli kagidiyla taraflarina

gonderilmesini bekliyorlardi. Devletin bankacilik alanindaki

duzenleyici ve denetleyici kolu olan BDDK nin, 2000 yilinda

yaptigi sistemde curuk elma yok-tur aciklamasina guvenerek para

yatiran ve bu bankadan hazine bonosu satin alanlarin cilesi halen

devam etmektedir.

BDDK, bankada buyuk parasal hareketlerin 2003 yili icerisinde

basladigini, karar almak icin ku-rulda yeterli sayi olmadigi icin

karar alinamadigini, kurul uyeligi icin yeni atamalar yapilip karar

cogunlu-gu olusur olusmaz bankaya el konuldugunu soyluyor.

13 Haziran 2003 te gorevi sonu eren iki uyenin yerine atama yapmak

icin kendi gorusunde adam arayan ve bu nedenle, BDDK nin 1 Temmuza

kadar toplanti yapmamasina bile kayitsiz kalan hukumetin, simdi de,

elestiri acisindan baktigi, yine, magdurlar, yatirimcilar ve BDDK .

imar Bankasi olayi, aslinda, tum taraflar icin ders cikarilmasi

gereken bir konu. Gerek BDDK de-netimini yaparken gerekse hukumetler

bagimsiz kurullara eleman atarken, artik mutlaka benden olsun

mantigini bir kenara birakmali ve bir an once, kurullarin isler hale

gelmesini saglamak durumundadir. Hu-kumet, BDDK nin uye sayisi

acisindan toplanamaz duruma dustugu 13 Haziranda, kendine uygun adam

ara-mayi birakip, bu ise uygun adamlarin atamasini yapsaydi, bugunku

cikan sonucun faturasinin daha dusuk olmasi beklenilebilirdi.

Yasanan gelismelerin ardindan, Basbakan Yardimcimiz tarafindan 850 -

ki, bugun ogreniyoruz, 750- trilyon olan tahmini kaybin 8,5

katrilyona ciktigi, havuza buyuk bir tas dustugu ve havuzda su birak-

madigi yonunde bir aciklama yapilmistir. Aslinda, havuza dusen tas,

yatirimcinin basina dusmustur ve ha-la, yatirimci, o tasin altinda

ezilmek durumundadir. (CHP siralarindan alkislar) Bir an once

yapilacak uygu-lamalarla, cozumun saglanmasini talep ediyoruz.

Butun bu dayanaklardan hareketle;

1- BDDK nin yasanan gelismelerdeki sorumlulugunun arastirilmasi,

2- Varsa sorumlularin belirlenmesi ve yargiya yonlendirilmesi,

3- Benzeri olaylarin yasanmamasi icin alinacak onlemlerin ve gerekli

duzenlemelerin yapilmasi amaciyla talep ettigimiz Meclis arastirmasi

onergesinin, Yuce Meclis tarafindan kabul edilmesini arz ede-rim.

CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek

Bankacilik sisteminin faiz kiskacinda ezilen, tasarruflarini, kimi

zaman, istediginde geri alamayan, magdur edilen, kimi kez de faizsiz

bankacilik uygulamalariyla soyulan yuce halkimizi da saygiyla,

sevgiyle selamliyorum.

Bankacilik bunalimi nedeniyle, Turkiye, cok sey kaybetti, kaybediyor.

8,5 milyar dolara kursun atiyoruz, irak a asker gonderiyoruz; ama, 50

milyar dolarin uzerinde bir dolandiricilikla, bir hortumlamayla karsi

karsiyayiz. Bunu saptamamiz gerekiyor.

Hukumet, var olan yasalara uygun davranirsa, tasarruf sahipleri,

ornegin imar Bankasinda parasi olanlar magdur edilmez, edilmemelidir.

Bu olurken, bir taraftan, Sayin Basbakan, onlara donup bana mi

sordunuz; neden devlet bankalarina yatirmadiniz diyebiliyor; obur

taraftan da, devlet bankalarinin en basina, faizi haram sayan bir

bankaciyi atayabiliyor. Bu arada bir parantez acalim; o kamu

bankalarinin nasil yonetildigi, yonetim yapisi, cagdas bankaciligin,

internet bankaciliginin ozelliklerini kazanip kazanmadiklarini da

sorgulamak durumundayiz diye dusunuyorum.

Degerli arkadaslar, bankacilikta guven esastir. Guveni saglayacak

olan, devletin etkin denetimidir.

2000 Eylulunde faaliyete baslayan BDDK kurulduktan sonra, sistemin,

halk adina, dogru durust ve etkin denetlendigi soylenemez.

BDDK kurulus asamasindadir; yonetimi sikca degistirilmis, 7 kisilik

yonetiminin atanmasinda siyasi cekismeler yasanmis; kurum,

hukumetlerin golgesinden bir turlu kurtulamamistir. simdi, bu yapidan

sikayet etmeye hakkimiz yoktur. Yapilmasi gereken cok temel bir is

vardir, bu kurulu ve diger bagimsiz kurullari etkin ve verimli

calistirmak.

AK Parti Tokat Milletvekili Mehmet Ergun Dagcioglu

Son yillarda, Turkiye de gerceklesen 22 banka operasyonu, bunlara

neden olan hususlar, bu kararlarin ortaya cikardigi sorunlar, BDDK

tarafindan yapilan hatalar ve yetersizlikler ile BDDK nin duzenleme

ve denetleme gorevini layikiyla yerine getirip getiremedigi hususunda

gerekli tedbirlerin alinmasi amaciyla verdigimiz arastirma onergeleri

uzerinde sahsim ve Grubum adina soz almis bulunmaktayim; hepinizi

saygiyla selamliyorum.

Degerli arkadaslar, bilindigi uzere, mali sektorun lokomotifi olmasi

gereken bankacilik sektoru, son on yilda, maalesef, ulkemizi agir

ekonomik krizlere sokan baslica karadeliklerden biri haline geldi.

Sektorel hatalar sonucu batmalar, usulsuz krediler ve kapanmalar cok

sik yasanmaya baslandi. Bu donemde bircok kisi de, maalesef, magdur

oldu. Turk bankacilik sektorunun yozlasmaya suruklenmesinde 94 krizi

sonrasi alinan 5 Nisan kararlari onemli bir mihenk noktasidir diye

dusunuyorum; cunku, o tarihlerde -hatirlayacaginiz gibi- mevduat

sigorta limitlerindeki sinir kaldirilmis, mevduata yuzde 100 guvence

verilmisti. iste, bu mevduata yuzde 100 guvence verilmesi olayi

Turkiye yi bugunku kara tabloya tasidi arkadaslar. Ayrica, medya

patronlarinin hukuka aykiri olarak ve hukuk zorlanmak suretiyle banka

sahibi olmalariysa yarayi daha da derinlestirmistir diye dusunuyorum.

Banka kurmanin cok kolaylastirildigi;ama, denetimin de bu manada

azaldigi ve neredeyse olmadigi bir ortamda, temmuz 1999 tarihi

itibariyle, 81 banka faaliyette ulunmaktaydi. Bu bankalarin toplam 7

370 subesi ve yaklasik 166 000 personeli vardi; ama, bugun gelinen

noktada banka sayisi 81 den -arastirmayi hazirladigim gunlerde- 51 e

dusmus, 1 685 sube kapatilmis ve yaklasik 120 000 civarinda yetismis

insan gucu olarak tanimlayacagimiz kisi issiz kalmis ve bu

operasyonlar, bize, yaklasik bugunku degerlerle 50 milyar dolara mal

olmus. Peki, butun bunlar olurken yetkililer ne yaptilar diye

baktigimizda; bu olumsuz gelismeler cereyan ederken, maalesef,

konuyla ilgili olarak ilgili bakanlar ve yetkililer gizlilik

perdesi , ticari sir kavramlarinin arkasina siginip kamuoyu

sasirtan, birbirleriyle celiskili beyanlarda bulunmaya devam

etmislerdir. Bu tutarsizliklar gerek Plan ve Butce Komisyonunda gerek

bu Genel Kurul salonunda yapilan konusmalarda, yine o zamanki

muhalefet milletvekilleri olarak bizlerin vermis oldugu yazili ve

sozlu soru onergelerine buradan verilen cevaplarda, ozellikle tatmin

edici cevaplar verilmediginden oturu Turkiye kilitlenmis gorunuyor. O

tarihlerde, BDDK tarafindan, sozde yasalar bahane edilmek suretiyle,

Ziraat ve Halk Bankasina bilgi yasagi bile getirilmis idi ve bu yasak

da hala devam ettirilmektedir. Yuce Meclisi ucuncu tekil sahis

hukmune dusurmek suretiyle biz, size bilgi veremeyiz dahi

denilmistir.

Arkadaslar, soruyorum sizlere: Savas karari bile alma yetkisine sahip

olan, Yuce Millet adina karar iradesinde bulunma yetkisine sahip olan

bu Yuce Meclis, yine bu kurumlar vasitasiyla, ucuncu tekil sahislar

hukmune dusurulmek suretiyle bilgi aktarimina mani olunmustur. iste,

butun bunlar bahane edilerek, sir perdesi arkasinda,

milletvekillerinden ve halktan adeta gizlenen bu bilgiler sistemi

tikamistir.

Bilindigi uzere, bankacilik sektorundeki sorunlari gidermek,

bankacilik sistemini duzenlemek ve denetlemek icin, 23 Haziran 1999

tarihinde Bankalar Kanunu cikarildi. Pesinden BDDK kuruldu ve Fon da

BDDK ya devredildi. Peki, BDDK, butun bu imkanlara ragmen basarili

oldu mu diye sordugumuzda, bugunku toplantinin da, zaten sebebi

hikmeti oldugu uzere, maalesef, basarili olamadigi gorulmektedir.

Tasarruf Mevduati Sigorta Fonuna, 6 Kasim 1997 den bu yana gecen alti

kusur yil icerisinde, 22 banka devredilmistir. Bu bankalardan

bazilari satilmis, bazilari da hala Fonun elinde bulunmaktadir. Butun

bu mudahalelere ragmen, o gunden bu yana, bankacilik sektorunde tam

olarak istikrar ve guven ortami, maalesef, hala olusturulamamistir.

En son imar Bankasi olayi bir kez daha gostermistir ki, BDDK

sorumlulugunun geregini ne yazik ki, yapamamaktadir. Hatirlarsaniz,

kamuoyunda, Pamukbank operasyonundan hemen sonra, Fona devredilecek

21 inci banka olup olmadigi konusunda ciddi supheler, endiseler

vardi; cunku, BDDK baskani, daha once, defalarca bu son demesine

ragmen, ondan sonra, o sona ragmen, bircok bankaya el konulmustu. Bu

muphemiyet ve suphe ortami, tabii ki, bu sorulari da muteallikti.

Kaldi ki, BDDK, Pamukbankla ilgili olarak son gelismeden, yani, 19

Haziran tarihinde Pamukbanka el konulmasindan sadece 24 saat once

arkadaslar, banka bilancolarini aciklayip, bankacilik sisteminin

saglam oldugunu duyurmamis miydi butun kamuoyuna?

simdi, yine, el konulan Pamukbank, imar Bankasi ve Adabankla, toplam

22 bankayla birlikte fon adeta bir banka mezarligi haline geldi. imar

Bankasi operasyonuyla ise hala gundemdeki sicakligini koruyor.

Yetkililer her sey BDDK nin kontrolunde derken -Pamukbankta oldugu

gibi- bankalarda mevduat hesaplarinin kaydi bile olmayabiliyor; 10

katrilyon mevduat 1 katrilyon lira olarak gosterilebiliyor; banka

sahibi isterse, mevduat kayitlarini, Sayin Bakanin da az evvel ifade

ettigi gibi, seytanin bile aklina gelmeyecek yontemlerle silebiliyor,

saklayabiliyor veya bu kayitlari alip bir yerlerde sakladigi

yetmiyormus gibi, hazine bonolari banka kasalarinda durmayabiliyor.

Hazine bonosu banka kasasinda bile degil! Oysa, biz, BDDK gerekli

denetimi yapiyor un huzuru icerisinde, hicbir banka, bonosunu

kasasina kilitlemeden repo yapamaz, bono makbuzu kesemez saniyorduk

hepimiz, megerse, bir banka aciga repo yapabiliyor, aciga, hem de, su

anda rakamlari net bilmiyoruz ama basina yansidigi kadariyla 2

katrilyonluk bono satabiliyormus. Demek ki, devlet gozetimine girdigi

icin her islemi BDDK tarafindan kontrol edilen, ustelik yonetiminde,

bakin, ustelik yonetiminde 2000 yilindan beri BDDK nin da temsilcisi

bulunan bir bankada bile bunlar olabiliyormus.

Soyler misiniz arkadaslar bizlere, biz, masum Turk Milletine,

kendimizin bile supheye dustugu bir ortamda, baska bankalarda da buna

benzer durumlarin olmadigini nasil anlatacagiz Allahaskina?! Soyler

misiniz bize, halk, BDDK ya guvenemedigi icin parasini bankalara

yatirmiyorsa, bankacilik devamli yara aliyorsa, reel ekonomiye kaynak

aktarilamiyorsa, spekulasyonlarin ardi arkasi devam ediyorsa neden o

zaman ticari sir kavrami var?! Neye yariyor bu ticari sir

kavrami?! Eger, biz, bu kontrolleri yapamayacaksak, kendin pisir

kendin ye usulu, para yatirdigimiz bankanin hesaplarini her gun gidip

kendimiz mi kontrol edecegiz?! Yoksa, bonolarin, tahvillerin yerinde

durup durmadigina emin olmak icin, her gun banka banka dolasmak

suretiyle, Basbakan Yardimcimiz Sayin Abdullatif sener Bey mi gidip

de bunlari kontrol edecek?!

En onemlisi de arkadaslar, BDDK, guya, bankalarin denetiminden

sorumlu degil mi? Satilan bonolarin banka kasasinda saklandigini

denetlemek ve aciga satis yapilmasini engellemek onun isi degil mi?

Bunlar cok onemli konular arkadaslar. sayet, aciga 2 katrilyon lira

bono satisi varsa, bu, BDDK nin isini yapmadigini gostermiyor mu

hala?

simdi, icimizden su sorulari sormak geliyor: Banka kayitlari ile

BDKK nin kayitlari arasindaki inanilmaz tutarsizligi BDDK neden

tespit edememistir? Eger bu tespit, bankaya el konulmasindan once

yapilmis ise, neden mudahalede gec kalinmistir?

Grup sirketlere yasalara aykiri olarak aktarilan kaynaklarin

belirlenmesi mutat uclu denetimlerle mumkun olamamis midir? Bunu

demin hatipler soylediler.

Gazetelerde carsaf carsaf ilanlara ragmen, neden bankanin aciga kamu

kagidi satisi ortaya cikarilamamistir resmi olarak?

imar Bankasina el konulduktan sonra, soylentilere gore, tespit edilen

mevduatin yaklasik 9 katrilyon lira oldugunu biliyorduk; Sayin Bakan

demin ifade buyurdular; yaklasik -7,8 katrilyon lira- 8 katrilyon

lira, bankanin aciga sattigi bono toplami 2 katrilyon lira... Oysa,

bankaya el konuldugunda, hatirlayacaksiniz, bankanin aciklamalarinda,

mevduat toplami 850 trilyon lirayi gecmedigi belirtiliyordu. O konuda

da Sayin Bakana tesekkur ediyoruz; o, aslinda 750 trilyon liraymis.

simdi, bakin arkadaslar, BDDK, bankalarimizin mali durumunu

denetlemek icin uclu denetim uyguladi. Bu uclu denetimden gecen,

yani, sinifi gecen bankalara da temiz kagidi verildi. imar Bankasi da

temiz kagidi alan bankalar arasindaydi. BDDK, 13.6.2002; yani, 13

Haziran 2002, gecen yil, bir yil evvel, bankalarin mali tablolarinin

gercek durumu yansitmasi amaciyla yapilan calismalarin tamamlandigini

soylemedi mi, kamuoyuna duyurmamis miydi? Peki; imar Bankasi 13

Haziran 2002 tarihine kadar halktan simdiki rakamlarla 750 trilyon

lira para toplamisti madem; oyleyse, 4.7.2003 tarihine kadar, bir

yillik sure icerisinde mi bu 8-9 katrilyon liralik mevduati toplamayi

basardi?

Evet, bu sorularin cevabinin, arastirma komisyonlarinda verilecegini

umit ediyorum.

Degerli arkadaslar, simdi oturalim ne yapalim, 750 trilyon lira degil

de yaklasik 10 katrilyon lira para gitmis, saglik olsun mu diyelim;

diyemeyiz arkadaslar bunu; cunku, neticede, bu paralari Turk Halki

odeyecek, neticede bu paralari biz odeyecegiz yani. Diyelim ki,

birileri bu paralari aldi goturdu -yaklasik 60 katrilyon liralik

toplam mevduatin neredeyse altida 1 ine, yani, 10 katrilyon liraya

tekabul eden, sadece ve sadece imar Bankasi tarafindan goturulen bu

rakamlar- bankalari gozetlemekten, denetlemekten sorumlu BDDK o

esnada ne yapti sorularinin cevabini almak zorundayiz.

inanilir gibi degil; bu para cuvalla tasinmaz, kasalara sigmaz,

mutlaka, bir yerden, Turk Lirasi veya doviz olarak gecmesi lazim. Ben

kabaca bir hesap yaptim, yaklasik 500 ton som altina tekabul ediyor.

Yani, 10 tonluk agzina kadar doldurdugunuz kamyonlarla 50 kamyon

parayi konusuyoruz su anda. Bu manada, nasil olur da bunu kimse

goremez deme hakkimi burada kullanmak istiyorum.

Degerli arkadaslar, imar Bankasindan cikan rezaletlerin farkinda

olmak durumundayiz. Nedir; banka kayitlari yok, kim ne kadar para

yatirmis belli degil, ne kadar para cekmis belli degil, kim bu banka

araciligiyla hazine bonosu almis belli degil, kim repo yapmis belli

degil, kime kredi verilmis, kim kredi almis hicbir sey belli degil,

her sey kesmekes. Peki, bizim, imar Bankasinda gorev yapan yeminli

murakiplarimiz var, imar Bankasinda bizzat gorev yapan yeminli

murakiplarimiz var, bankada bunlara tahsis edilen oda, uyumalari icin

mi tahsis edildi arkadaslar?

simdi, bu durumda, ustelik de, imar Bankasi gibi, hakkinda -cok

ilginc, hep bu son seneyi konusuyoruz- 1987 yilindan beri defalarca

uyarilar yapilan, hatta, iMF nin bile defalarca BDDK nin dikkatini

cektigi bir bankada, -iMF bile BDDK nin dikkatini cekiyor- muthis bir

gaflet... Ataturk un sozu aklima geliyor su anda. Hepiniz

hatirlayacaksiniz, o zamanlar bugune bir provizyon yapmak

suretiyle memlekette guc, iktidar ve yonetim sahipleri sahsi

menfaatlarini mustevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilir,

hatta, bu iktidar sahipleri, gaflet, dalalet ve hatta hiyanet

icerisinde bulunabilir dememis miydi? Herhalde, o zamandan, bu

zamana provizyon yaparak soylemis diye dusunuyorum. (Alkislar)

Arkadaslar, gazetelerden okumussunuzdur -niye bunu soyluyorum; cunku,

az evvel sayin bakan da soyledi; yani, bilgi kaynaklarina

ulasamiyoruz ki, hep gazete kaynaklari- imar Bankasinin denetiminden

sorumlu bagimsiz Gozlem Denetim sirketi var. Bu sirketin, 31 Mart

2003 tarihi itibariyle hazirlanan bilancosunun altinda cok ibretamiz

bir sekilde deniliyor ki: Denetci olarak, biz, rakamlara

ulasamiyoruz. -Denetci olarak ulasamiyoruz diyor.- Gercek durumu

goremiyoruz. Ey yetkililer, lutfen, bu konuda geregini yapiniz.

Nerede; denetlemekle sorumlu olarak tahsis edilmis denetim firmasinin

raporunda. Ne zaman; 31 Mart 2003 tarihinde. Ama, bu not, ne BDDK ne

de banka yonetim kurulunda temsil eden uye tarafindan, maalesef,

bugune kadar dikkate alinmamis.

Yine, bu raporda, imar Bankasi kaynaklarinin yuzde 80 inin Uzan

Grubuna kullandirildigi yaziyor. Kredilerin, daha cok, adi sani

bilinmeyen sirketlere acildigi, bunun da, BDDK ya gonderilen

raporlarda oldugu ifade ediliyor.

iste, bu, cok ama cok onemli bir nokta arkadaslar, Gozlem Denetim

acik ve secik BDDK yi uyarmis; yani, gorevini yapmis. BDDK 31 Mart

2003 tarihinde uyanmamis. Ne zamana kadar uyumus; 3 Temmuz 2003

tarihine kadar uyumus; olacak sey degil!

Peki, BDDK bu uyariyi niye dikkate almamis diye dusundugumuzde, Allah

sahit, hala bilemiyoruz ve bir aciklama bekliyoruz! 31 Mart tarihli

bir rapor ne zaman elinize ulasti diye BDDK ya sormak lazim.

2000 yilinda, BDDK adina -burasi cok onemli arkadaslar- imar

Bankasinin yonetimine atadiginiz ve halen de imar Bankasinin Genel

Muduru olan Cumhur Dogan bu raporu okudu mu, okumadi mi soruyorum?

Ayrica, BDDK da -bakin, bunlar o kadar ilginc ki, adamcagizlar orada

gorev yapiyorlar- Tasfiye Dairesi Baskanligini yuruten Mehmet

caliskan, 1996 yilinda ve sonrasinda, bankalar yeminli murakibi

olarak... Niye isim veriyorum; cunku, 1996 sonrasinda, bankalar

yeminli murakibi olarak siz burada gorev yaptiniz mi, yapmadiniz mi?

Yani, siz, masanin iki tarafinda da oturarak geldiniz buralara, onun

icin soruyorum. Peki, nasil hala goremediniz bunlari?!

Sayin milletvekilleri, lutfen, egri oturup, dogru konusmaliyiz. sayet

bir soygun varsa bu ulkede, soyanlar kadar, soyulmasina goz yumanlar,

soyduranlar da suclu ve vebaldedir. Turkiye yi hep beraber

temizleyecegimizi umit ediyorum.

Gelelim, yetkisiz olarak hazine bonosu satisi konusuna. Hazine bonosu

satma yetkisi bulunmadigi halde, 1990 yilindan beri -sene 2003-

gazetelere carsaf carsaf ilan vermek suretiyle, bagira bagira hazine

bonosu satan imar Bankasindaki bu faciayi 1999 yilina kadar Hazine

Mustesarligi, 1 Eylul 2000 tarihinden itibaren de BDDK ve murakiplari

nasil olur da fark etmez?! Burada, imarzedeler, hep bu yazilari

okuyup bilgilenerek, gidip de imar Bankasindan bono almadilar mi?

Bizim bu insanlarimiz duyuyor, biliyor, goruyor, gidip alis yapiyor

da, bizim bunu denetlemekle murakip olarak gorevlendirdigimiz adamlar

o esnada horul horul uyuyorlar miydi?! 1990 ve 2003, 13 yildir...

Bakin, ilk kez 1987 de demistim. ilk kez 1987 de ortaya ciktigi

belirtilen cifte kayit ve fiktif hesaplarin, imar Bankasindaki tahmin

edilen faturayi 10 kat buyutecegi sonucu ortaya cikti. Ne zaman;

bugun konusuyoruz ya, 1987 yilinda bu ifadeler kullanildi raporlarda.

Murakiplar, 1987 de cift kayit ve aciklari belirleyen ve bu aciklarin

usulsuz fislerle kapatildigini... Bakin, acik belirleniyor ve bu

aciklar usulsuz fislerle kapatiliyor. Bunlar raporlarda olan seyler.

Pesinden 1988 de, yine ayni sekilde cifte kayit ve hesaplarin

muteberligi konusunda endiselerini dile getiren -yine- murakiplar,

banka subelerine... Buraya da dikkatinizi cekiyorum, murakiplar rapor

hazirliyor ve ilgililerle gorusuyor. Ne diyor: Banka subelerine mali

polisle ayni anda baskin yapalim. Ancak, donemin Hazine Mustesari,

bu oneriyi, daha usuletle ve suhuletle cozelim diye, zamana

birakiyor.

1993 e geliyoruz. 1993 te, savciliga sorusturma acilmasina iliskin

olarak yazilan raporlar, Hazine Mustesarligindan sorumlu Bakanin

masasinda, muzakere imzasi engeline takiliyor; yani, Hazine Bakanina

da gidiyor o zaman, o da -muzakere edelim diye- o engele takiliyor.

Sonra, 1995 te onlem isteniliyor. 1995 yilina ait bir raporda yer

alan kaygilar uzerine, Hazine Mustesarligi, nihayet, imar Bankasi

yonetimine bir yazi yazarak diyor ki: Bankanin mesruiyetinin

tartismali hale geldigi goruluyor; lutfen, kendinize cekiduzen

verin. Yaziyla bildiriyor. 1995 sonunda, murakiplar, kayitlarin

gecerliligi endisesiyle birlikte supheye davet edici kayit ve

davranislarin coklugundan -supheye davet edici kayit ve davranislarin

coklugundan- ve mali tablolarin guven vermediginden bahisle, onemle

dikkat istiyor.

1996 yilina geliyoruz. Yine, Hazine Mustesarligi, imar Bankasina yazi

yazarak, yetkililere sunulan kayit ve bilgiler ile bankanin kendi

icinde tuttugu kayitlarin birbirleriyle tutarli olmadigini, mali

tablolar ve islemlerin birbirinden farkli oldugunu ifade ediyor.

Dikkat ediyor musunuz arkadaslar; murakiplar, 1987 yilindan beri, her

yil, bu bankayla ilgili, yazilar ve raporlar yazmislar.

Peki, bir soru daha sormak istiyorum; hep, boyle, zihninizde birtakim

problemleri cagristirarak bir soru daha sormak istiyorum: Bakin,

arkadaslar, sayet, banka kaynaklarinin yuzde 80 i hakim ortaklar

tarafindan banka disina cikarildiysa, neden Bankacilik Yasasinin 14/3

maddesi yerine 14/4 u uyguladiniz? Bu, onemli bir soru. Neden?..

Madem, kaynaklarin yuzde 80 i disari cikariliyor. Bundan evvelkilere,

zaten, bunu uyguladiniz. Peki, 14/3, bir anlamda, bize gore nedir;

14/3, bir is kazasi maddesidir. Kolay, yani biraz daha ucuz. Bu

maddeyle, bankalari ellerinden alinan banka patronlari, hortumculuk

disinda kaliyorlar; dolayisiyla da, biraz daha boyle yumusacik. Peki,

14/4 te gore, Bankacilik tarihinde ilk kez goruldugu sekliyle -sayet,

14/4 isletilseydi, az once Sayin Bakanim da ilk defa olan seyler

diye ifade ettiler- bankasini birakarak kacan bu yoneticiler

hortumculuk sucundan aninda tutuklanmayacaklar miydi, eger o

yapilsaydi.

Diger bir soru da su: Hani, zaman 3 Temmuz idi, sikistik, yonetimi

degistirmediniz falan diyorlar ya, 3 Temmuzda imar Bankasina el

koydunuz. Peki, ayni Uzanlar sirketinin, Adabank isimli baska bir

bankasi daha var. Adabank a, niye 23 gun bekleyerek, 26 Temmuzda el

koydunuz? Bunun da verin cevabini.

Sermaye Piyasasi Kurulunun uc yil Baskanligini yapan Ali ihsan

Karacan Dunya Gazetesi sitesinde bakin ne diyor. cok ilginc oldugu

icin sizlerle paylasmak istiyorum. Benim morg ornegine benzeyen bir

ornek. Diyor ki: Bankacilik sistemine ne oldu? BDDK camdaki sinegi

tabancayla vurmaya kalkti. Silahinizdan cikan kursunlarla sinek

olmedigi gibi camimizi kirdi ve icerde oturan kardeslerinizi de

vurdu.

Bu sebeple, bugune kadarki bankalara el konulmasi olaylarinin ve

sorumlularinin hemen; ama, simdi, muhakkak arastirilmasi gerekiyor bu

Yuce Mecliste; cunku, yaptigi tum islemlerle millete zarar veren

BDDK nin gerceklestirdigi banka operasyonlari, bunlara neden olan

hususlar, bu kararlarin ortaya cikardigi sorunlar ile yurutulen is ve

islemlerin uzerine gidilmesi, ayni zamanda gelecegimize de isik

tutacaktir diye umit ediyorum.

Degerli arkadaslar, final cumlesi: Ucak dustu, kurtulan yok; ama, hic

degilse su anda karakutu elimizde. Bu elimizde olan karakutuyu acalim

ve bu kazalarin sebeplerini arastiralim. Niye arastiralim; bu

karakutu bir nimet, hep birlikte bunun sebeplerini arastiralim ki,

bundan sonra, Turkiye de, bu tur baska ucaklar dusmesin, bu Yuce

Millet de, bir daha, boyle dusen ucaklar yuzunden aglamasin diyor,

hepinize saygilar sunuyorum.

CHP Mersin Milletvekili Mustafa Ozyurek

Degerli arkadaslarim,

Meclisimizdeki katilimin azligini ve boyle sakin bir havada, sanki

cok onemli bir olay olmamis gibi, olaylari sukunetle konusmamizi

dogrusu hayretle karsiladim.

Sayin Bakan rakamlari verdi, onlara girecek degilim, elbette bunlar

resmi rakamlardir, dogru rakamlardir; ama oylesine korkunc

rakamlardir ki, bunun altindan bu ekonomi nasil kalkacak? Bu ve

benzeri olaylarin tekrarlanmamasi icin bu Meclis ve bu hukumet ne

gibi onlemler aldi, alacak? Bunlarin hepsinin cok ciddi sekilde

konusulmasi lazim.

Bazi cevreler, kendi aralarindaki kavgalar nedeniyle, bazi

holdinglerin, bazi gruplarin birbiriyle kavgasi nedeniyle, istiyorlar

ki, biz, elestirilerimizi BDDK ya degil, hukumete degil, bu

firmalara, bu kisilere donuk yapalim.

Degerli arkadaslarim, bizim gorevimiz, Parlamentonun gorevi,

yolsuzluklari, suiistimalleri onleyecek bir duzenin kurulmasini ve bu

yolsuzluklara, suiistimallere firsat veren aciklarin kapatilmasini

saglamaktir. Eger, siz bu onlemleri almiyorsaniz, siz bu duzeni

kurmuyorsaniz, affedersiniz, bugun Ali gelir, devleti tokatlar gider,

ertesi gun Veli gelir, devleti tokatlar gider. Onun icin, elbette,

sahislar, bu yolsuzlugu yapan her kimse, sonuna kadar takip

edilmelidir, yuruttukleri, hortumladiklari paralar kurusuna kadar

alinmalidir. Bunun icin, idari olarak, yasal olarak ne mumkunse

yapilmalidir. Onda hic kusku yok; ama, bir duzen, bir ekonomik duzen

vatandasin insafina terk edilemez.

ozellikle, imar Bankasiyla ilgili birkac noktayi belirtmek istiyorum.

Birinci mesele imar Bankasina para yatirmis olan vatandaslarin en

ufak bir kusuru yoktur; cunku, butun bankalar devletin guvencesi

altindadir ve butun bankalarda yatirilmis olan mevduat, daha once 50

000 000 000 liraya kadar, son imar Bankasi olayindan sonra da

sinirsiz olarak devlet guvencesi altindadir. O nedenle, Sayin

Basbakanimizin niye devlet bankasina yatirmiyorsunuz da gidip ozel

bankalara yatiriyorsunuz gibi sozlerinin dikkatsizce konusulmus

ifadeler oldugunu belirtmeliyim. Vatandasin gozunde, yasalarimizin

gozunde butun bankalar esittir. O bakimdan, imar Bankasina para

yatirmis olan insanlari suclamak mademki oraya para yatirdiniz, siz

de kapi kapi surunun demek dogru degildir.

Sayin Bakanimizin burada soyledigi sozleri, verdigi vaadi ciddiye

aliyorum. Gercekten, tanidigim kadariyla, son derece ciddi bir

insandir ve inaniyorum ki en kisa zaman dedigine gore, belki,

yarindan itibaren, imar Bankasi mudilerine odemeler baslayacaktir,

baslamalidir. Bunu, artik, cozulmus bir konu olarak algiliyorum ve

dinleyici localarinda da, acaba, bu konusmadan, bu gorusmelerden bize

donuk bir sey cikacak mi diye merakla bekleyen mudilerin, Sayin

Bakanin bu konusmasiyla bir mujde almis olduklarini diliyorum,

gecmiste oldugu gibi, on gun sonra, onbes gun sonra, verilen

sozlerin, bir kez daha hasir alti edilmemesini diliyorum.

Degerli arkadaslarim, gorevi, isi denetim olan, meslege boyle

baslamis ve hasbelkader banka yoneticiligi de yapmis olan bir

arkadasiniz olarak, bu verilen bilgileri, yazilan raporlari okudugum

zaman, nasil olup da bu banka manipulasyonlarinin daha once fark

edilmemis oldugunu anlayabilmis degilim. Eger mulkiyedeki hocalarim

bana yanlis ogretmemislerse, eger Maliye Bakanligindaki hesap uzmani

ustatlarim bana yanlis bilgi vermemislerse, eger, ben, yillarca bu

gorevi yaparken, meslegimin hakkini vermissem, bu yolsuzluk, imar

Bankasindaki bu olay, olay cereyan ederken, kesinlikle fark

edilebilirdi, ve ortaya cikarilabilirdi. Bunu, bu isi meslek edinmis,

yillarini bu ise vermis bir arkadasiniz olarak, acikca ifade

ediyorum.

Degerli arkadaslarim, BDDK nin sitesinde var, basinda da genis olarak

birkac gun once yer aldi. simdi, ne oluyor; 100 milyar lirayi

yatiriyorsunuz -yazilanlara gore soyluyorum- 20 milyar lirasi resmi

kayitlara geciyor, 80 milyar lirasi ikinci belge veya sahte belge

veya sanal belgeye geciriliyor. Nasil yok ediliyor diye bakiyoruz;

odendi kaydiyla veya ters kayitla bunlarin yok edildigini goruyoruz.

simdi, insafla dusunelim degerli arkadaslarim; bir bankaya

gidiyorsunuz, inceleme yapiyorsunuz, denetim yapiyorsunuz. Bu kadar

yogun ters kaydi gordugunuz zaman, kuskulanmaz misiniz, suphe etmez

misiniz?! simdi, yeni yeni yontemler cikti, yeni yeni teknikler

cikti, onlara girecek degilim. oncelikle, artik, dunyada, komputur

sisteminin denetimi yapilmaktadir; acaba, bu komputur sistemi

guvenilir midir diye. Bunu yapan denetim firmalari vardir; ama, ne

yazik ki, bu bankamizi denetleyen firma, son derece kucuk bir denetim

firmasi, bu tur tekniklerde bihaber. Peki, bunlar bu teknikleri

bilmiyorlar. 2001 yilinda, Bankacilik Denetleme Duzenleme Kurulu uclu

denetim getirdi; birinci denetim, o bankanin kendi sectigi bagimsiz

denetimi sirketinin yaptigi denetim; ikinci denetim, o denetcinin

yaptigi denetimleri denetleyen, bir anlamda kalite kontrolu yapan bir

denetim ve ucuncu olarak da, BDDK kendisi denetledi. Bu kadar denetim

sirasinda, katrilyonlar kayitdisi isleme tabi tutuluyor ve siz bunu

fark etmiyorsunuz! Benim aklim bunu almadi; Mustafa ozyurek olarak,

omrunun onemli kismini denetim meslegine vermis ve on seneden fazla,

Turkiye deki butun denetcilerin baskanligini yapmis Mustafa ozyurek

olarak, benim aklim bunu almadi.

Sayin Bakan, yoneticiler, her sey olup bittikten sonra tespit ettik

ki, su kadar zarar var; aciga su kadar tahvil, bono satilmis...

Karadenizlinin bir hikayesi var; hepiniz cok iyi bilirsiniz. iste,

idama giderken son istegin nedir dedikleri zaman bu, benim icin

ders olsun demis.

simdi, Sayin Bakan, bizim icin bir ders de bunlar, cok pahali bir

ders. Turkiye nin ne imkanlarinin ne kaynaklarinin bu kadar buyuk bir

ders almaya ihtiyaci yok; bunun altindan kalkamayiz.

iste, Cumhuriyet Halk Partisi ile AKP arasinda muthis bir tartisma

yasiyoruz. Nedir; Ek Tasit Vergisini alalim mi almayalim mi? Biz

goturuyoruz; Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Siz kanunu

cikariyorsunuz, biz goturuyoruz Anayasa Mahkemesine... Ne kadar

biliyor musunuz degerli arkadaslarim?..

simdi, bunlar, islemler sirasinda, denetim sirasinda mutlaka ortaya

cikardi. Nicin ortaya cikmamistir? iste, arastirma komisyonu

kuruldugu zaman, bunlari herhalde tespit etme sansina sahip olacagiz.

simdi, bir diger onemli nokta -yine, Sayin Bakan ifade etti- 1990 li

yillarda bu bankanin devlet tahvili, hazine bonosu alip satma yetkisi

kaldirilmis olmasina ragmen, 750-800 trilyonluk elinde olmayan

bonolari, tahvilleri satmis.

simdi, BDDK nin aciklamasinda, Sermaye Piyasasi Kuruluna dikkatli bir

sekilde yazilmis dokundurmayi goruyoruz. SPK, 1990 yilinda tahvil

alip satmayi yasakladigi bir bankanin, gazetelerde, televizyonlarda

boy boy ilan vermek suretiyle, tahvil, bono alip sattiginin nasil

farkina varmaz?! Bir elemanini gonderip, ya biz bunun yetkisini

kaldirdik, nasil alip satiyormus, nasil bu kadar yuksek faiz

veriyormus diye bir denetlemeyi nasil aklina getirmez?! Peki, BDDK

kuruldu, bu maksatla kuruldu. Nicin onlarin aklina gelmez?!

Degerli arkadaslarim, bu devlette yirmibes yil ben memurluk yaptim.

Yani, bir kural koydunuz, bir yasak getirdiniz. Bu yasaga uyuluyor

mu, uyulmuyor mu; bunu denetlemiyorsaniz, burada nicin kanun

cikariyoruz, hukumet nicin kararname cikariyor, bu kuruluslar nicin

teblig, yonetmelik cikariyor?!

su mumkun degil: 1990 yilinda bu yasaklanmistir; ama, hic kimse bu

yasagi hatirlamamistir. Boyle sey olur mu degerli arkadaslarim?! Ben

Maliye Bakanliginda calistim. inaniniz oradaki bir sef, onbes sene

once bir yasak gelmisse, ona aykiri bir olay yansidigi zaman, derhal

ustune gider. Bu mumkun degil. Bu banka, hakkinda en cok sikayet

edilen banka. Bu banka, hakkinda en cok soylenti cikarilan banka.

Degerli arkadaslarim, ozetle, bu komisyon kurulmalidir, bunlar

arastirilmalidir; cunku, vaktiyle dogru durust denetim yapilmis

olsaydi, bu bilgilerin, bu olaylarin, bu manipulasyonlarin, bu aciga

satislarin, bu mevduatin buyuk kismini gizleyen muhasebe islemlerinin

ortaya cikmamasi mumkun degildi.

Birakiniz biraz once bahsettigim komputurlerin guvenilirligini filan,

babadan kalma usul -biraz ilgili olan hepiniz bilirsiniz- nedir;

mutabakat yapilir degerli arkadaslarim. Birisi hesap actirmis, para

yatirmissa, sorulur ona, 1 000 000 000 yatirdin, subeye de sorulur; 1

000 000 000 ne gorunuyor sizde, genel mudurlukte ne gorunuyor?

Bunlar, birakiniz yeni, modern, cagdas, bilgisayarli denetimleri,

babadan kalma, en basit, bakkalin bile yaptigi denetimle ortaya

cikar.

Bu Yuce Heyetin, bu arastirma komisyonunu kurmasini, bu konudaki

sorumlularin, kim olursa olsun, mutlaka ortaya cikarilmasini

istiyoruz. Bu konuda bu sorumlulardan hesap sorulmasi noktasinda

hukumetin alacagi her turlu onleme destek olmaya haziriz; cunku,

herkesin odedigi vergilerin, uc, bes haramzadenin kursagina gitmesi,

hepimizi vatandas olarak ve bu vatandasin vekilleri olarak tedirgin

ediyor, rahatsiz ediyor. Bu komisyon kurulmalidir, olaylarin uzerine

ciddiyetle gidilmelidir. Kimin sorumlulugu var, kimin yok; nicin

burada yonetim kurulu uyelerinin eksikleri tamamlanmamistir; nicin,

BDDK, on, onbes gun onlem alamaz sekilde tutulmustur; yonetim kurulu

uyesi sayisi 4 te kaldigi icin onlem alamamis, karar verememistir;

hukumetin burada kusuru var midir; hukumet, acaba oraya atama

yaparken, senden, benden, ona yakin, buna yakin arayisi icinde mi

vakit kaybetmistir; baska turlu bir vakit mi kaybolmustur; bunlarin

hepsi cok onemli olaylardir. Turkiye nin kanini emmis olaylardir.

Turkiye yi katrilyonlarca lira zarara sokmus olaylardir. Bunlarin,

mutlaka ortaya cikmasi gerektigini dusunuyorum.

CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kilic

Sayin Baskan, sayin milletvekilleri; imar Bankasi magdurlariyla ilgili olarak gundemdisi soz almis bulunmaktayim; Yuce Heyeti saygiyla selamliyorum.

Alinan 3.7.2003 tarihli kararla imar Bankasinin bankacilik faaliyetlerine son verilerek, bankanin yonetim ve denetimi, Tasarruf Mevduati Sigorta Fonuna devredilmistir. Ayni gun alinan kararla, 15.1.2001 tarihinden bu yana 50 000 000 000 TL yle sinirli olan mevduat sigortasi kapsami, bir yil icin gecerli olmak uzere mevduatlarin tamamini kapsayacak bicimde genisletilmistir. Aciklamanin devaminda da, imar Bankasi nezdindeki mevduatlarin tamaminin odenecegi belirtilmistir. Bu aciklamalardan sonra uc ayi askin bir sure gecmistir. Bu sure icinde mudiler, hesaplarin gercekliligi konusunda arastirma yapildigi belirtilerek oyalanmislardir. O yaz sicaginda vatandaslar, Pamukbank subeleri onlerinde uzun kuyruklar olusturarak cile cekmislerdir. Bu uygulamalar sonucunda imar Bankasinda 380 000 adet mevduat sahibi oldugu saptanmistir; ancak, bugune kadar, bu mevduat sahiplerinin paralari odenmemistir. Yapilan duzenlemelerle bu vatandaslarimizin mevduatlari guvence altina alindigina gore, hukumetin, bu duzenlemelere uyarak derhal, bu vatandaslarimizin magduriyetine son vermesi gerekmektedir.

Devlet adamligi ciddiyet ister; oysa, gerek Basbakan ve gerekse bakanlar, maalesef, bu ciddiyeti gostermemektedirler. Sayin Basbakan, vatandaslarin bu konudaki sikayetlerine: Parayi yatirirken bize sormuyorsunuz, kaptirdiktan sonra ben ne yapacagim diyorsunuz diye cevap vermektedir. Vatandas hangi bankaya para yatiracagini Basbakana mi soracaktir?! Eger ozel bankalar

riskli ise, tum ozel bankaciligi yasaklayalim. Kaldi ki hukumet, bir taraftan kamu bankalarini hizla ozellestirecegine soylemekte bir taraftan da ozel bankalara para yatiran vatandaslari suclamaktadir; bu beyanatiyla, zaten zor durumda olan bankacilik sistemini iyice zora sokmaktadir. Bir taraftan mevduata saglanan guvenceyi yargilamakta, diger taraftan ise, mevcut 50 000 000 000 TL lik guvencenin sinirlarini limitsiz olarak genisletmektedir.

Bankaya para yatiran vatandaslarin cogu, banka sahibinin kim oldugunu bile bilmez. imar Bankasi magdurlari, paralarini bu bankaya yatirirken, banka sahiplerine degil, devlete guvenerek yatirmislardir. Bu mudiler, banka sahiplerinin yakini veya banka sahiplerinin partisinin uyeleri degildirler.

Sayin Basbakan Yardimcisi Abdullatif sener 22 Temmuz 2003 te yaptigi aciklamada, imar Bankasi mudilerine, odemelerin iki hafta icinde yapilacagini soyleyerek, vatandasa soz verdigi halde, bu aciklamadan sonra onbir hafta gecmesine ragmen, henuz bu odemeler yapilmamistir.

Hukumetin bu celiskili aciklamalari karsisinda imar Bankasi mudileri iyice umutsuzluga kapilmislardir. su anda, 380 000 mudi ve aile fertleriyle birlikte yaklasik 1 500 000 insan, buyuk magduriyet icindedir. Hukumet, bu soruna cozum bulmak zorundadir. iktidar sizlanma yeri degil cozum yeridir.

Hukumet, imar Bankasindan devlet tahvili ve hazine bonosu alan vatandaslarimizin da magduriyetini gidermelidir. Zira, bu vatandaslarimiz da, tahvil ve bonolari, devletin denetim ve gozetimindeki bir bankadan satin almislardir. Devlet guvencesini bir yil icin 50 000 000 000 in uzerine cikaran hukumetin, hazine bonosunu ve devlet tahvillerini kapsam disinda birakmasi esitlik ilkesine aykiri, haksiz ve adaletsiz bir uygulamadir.

Bu iktidardan once de, bankacilik sisteminde yirmiden fazla bankaya el konulmustur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafindan kapatildi)

BAsKAN - Buyurun, konusmanizi tamamlar misiniz.

MUHARREM KiLic (Devamla) - Ancak, diger hukumetler tarafindan, el konulan bu bankalara para yatiran vatandaslarimizin paralari odenerek, magdur edilmemislerdir. imar Bankasinda parasi bulunan vatandaslarimizin buyuk bolumu, kucuk olcekli mevduat sahipleridir. Bunlardan bir kismi, emekli ikramiyesini bankaya yatirarak, faiz gelirini emekli maasina katki saglamaya calismis; bir kismi, evini veya arabasini satmis, faiz geliriyle ogrencisini okutmaya, evin gecimini saglamaya calismis; bir kismi, cocuklarinin nafakasindan keserek, karsilasabilecegi zor gunler icin birikimlerini bankaya yatirmis kisilerdir. Bu insanlar, cok buyuk magduriyet ve caresizlik icerisindedirler.

Hukumet, banka sahiplerinin yolsuzluklarini ve sahte kayitlarini gerekce gostererek, bu vatandaslarin parasini odemekte gecikemez. Kaldi ki, Tasarruf Mevduati Sigorta Fonu tarafindan, imar Bankasi sahiplerinin, yaklasik 10 katrilyon liralik mal varligina ihtiyati tedbir karari konulmustur; ancak, burada da, yeni bir durum dogmaktadir. Tasarruf Mevduati Sigorta Fonu, hukumetin karariyla, imar Bankasi mudilerinin parasini odemedigi takdirde, alacakli olamamakta, alacak davasi acma veya icra takibi yapma hakki dogmamaktadir. Alacak davasi acilamamasi ve icra takibi yapilamamasi durumunda ise, Bankalar Kanununun 14 uncu maddesine gore, banka sahiplerinin mal varligina konulan ihtiyati tedbir karari, tedbirden itibaren alti ay sure gectikten sonra, kendiliginden ortadan kalkacaktir. Boylece, devletin alacaklari da riske girecektir.

Konuyla ilgili olarak, Cumhuriyet Halk Partisinin Grup Baskanvekilleri ve Genel Baskanimiz, defalarca aciklama yapmasina ragmen, bugune kadar bir yanit da verilmis degildir.

BAsKAN - Sayin Kilic, toparlar misiniz.

MUHARREM KiLic (Devamla) - Tamam efendim.

ulkemizdeki yolsuzluklari ve banka hortumculuklarini ilk gundeme getiren, Genel Baskanimiz Sayin Deniz Baykal ve Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu anlamda, yolsuzluklarla mucadele konusunda, hukumete sonuna kadar destek vermeye haziriz. Bankalari devletin sirtina yikarak Bogaz sirtlarindaki yalilarinda keyif suren kisilerden bu halkin birikimleri alinsin. Bununla ilgili tum yasal duzenlemeleri destekliyoruz; ancak, bu baglamda, bu yolsuzluklara, hortumlamalara goz yuman siyasi lerden de hesap sorulmasi gerekir.

Sayin Basbakan yolsuzluklarin uzerine ciddi anlamda gitmek istiyorsa, siyasetcilerin bu gibi islere cesaretle bulasmamalari icin, dokunulmazliklarin bir an once kaldirilmasini saglamalidir. Zira, buyuk olcudeki yolsuzluklarin bir ayagi mutlaka siyasetcilere dayanmaktadir. Keza, yarginin sorunlari cozulerek, yargi bagimsizligi tam anlamiyla saglanarak, yargiya islerlik kazandirilmalidir. Adli kolluk teskilati kurularak, yarginin kanitlara ve sucluya daha cabuk ulasmasi saglanmalidir.

Sayin Baskan, sayin milletvekilleri; netice olarak, imar Bankasinda suc islendigi, soygun yapildigi hususlarinda kanitlar mevcutsa, suclular en agir sekilde cezalandirilip elde ettikleri haksiz kazanclar son kurusuna kadar tahsil edilmelidir. Bu konuda, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hukumete sonuna kadar destek vermeye haziriz; ancak, devlete ve bankalardaki devlet guvencesine guvenerek paralarini imar Bankasina yatirmis, bu bankadan hazine bonosu ve devlet tahvili almis bulunan vatandaslarimizin paralari faiziyle birlikte derhal odenerek magduriyetleri giderilmelidir.

Emin Sirin-istanbul MiLLETVEKiLi

imar Bankasina para yatiran mudilerin durumu bir sosyal felaket

halini aliyor. Bunun yanisira durum Turkiye bankacilik sistemini ve

ekonomik programi cokertecek bir durum haline de geliyor. Hukumet de

konuya fevkalade yavas ve belki de ne yapacagini bilemez halde

yaklasiyor.

Bu konuda, Sayin Recep Tayyip Erdogan tarafindan cevaplandirilmasi

talebiyle, durumu da anlatan iki adet soru onergesi verdim. Okuyup

okumayacagini bilmeyecegim icin bu kisa ozet yaziyi da yaziyorum. Bu

soru onergelerinin metinlerini asagida bulabilirsiniz.

Durumu kisaca ozetleyeyim:

BDDK nin hesaplarina gore, imar Bankasi nda 8 ila 9 katrilyon kadar

Merkez Bankasi na bildirilmemis mevduat ve Hazine bonosu var. Buna

karsilik TMSF Uzanlar in takriben 10 katrilyonluk malina tedbir

koydu.

Burada iki tane kritik unsur var:

Bunlardan birincisi; TMSF, mudilere odeme yapmadigi muddetce

Uzanlar dan alacakli hale gelemiyor; alacakli hale gelemedigi icin de

tedbir koydugu mallari nakde ceviremiyor.

Hazine de TMSF ye, ekonomik programa uygun dusmedigi icin imar

Bankasi mudilerinin paralarini odeyecek kaynagi vermiyor.

Yani ortada tam bir fasit daire var. iMF korkusundaki Hukumet,

Hazine den TMSF ye para vermiyor. TMSF mudilerin parasini odeyemiyor.

TMSF mudilere para odemesi yapamadigi icin Uzanlar in tedbir koydugu

mallarini nakde ceviremiyor. Herkes tikanip kalmis vaziyette.

ikinci problem de, tedbir konulan mallarin uzerindeki tedbirin dava

acilmadigi veya icra-iflas uygulamasi baslamadigi takdirde Bankalar

Kanunu nun 14. maddesine gore, 6 ay sonunda kendiliginden kalkacak

olmasi. Yani, 6 ayin sonunda devlet mudilere sozunu tutamayip ,

paralarini odemedigi gibi paralarini tahsil etme imkanini da

kaybedecek.

isin bir tek caresi var.

Devlet mudilere paralarini derhal, ama derhal odeyecek. Bunun lami

cimi yok. Bunun pratik bir caresi de var: Ekonomik programin

bozulmamasi icin mudilere odeme, 4 ila 6 sene vadeli, vade sonuna

kadar faiz ihtiva eden (ornegin tefe +10) devlet kagidi vermesi. Bu

kagitlar borsada kirdirilabilmeli, devlet de bu kayitlari icap ederse

geri satin alabilmek uzere makul bir rezervle hareket etmeli.

Size bir de somut ornek vereyim:

ornegin ekim sonu itibariyle mevduati ve faizi 10 milyar tutan mudiye

ana parasi 10 milyar liralik tefe +10 luk, 4 ila 6 senelik kagit

verirsiniz, ister tutar, ister kirdirir. Hazine bonosu icin de ayni

uygulamayi yaparsiniz. Ekonomik programiniza da cok guvendiginize

gore 4 ila 6 sene icinde de bu borcu itfa edersiniz.

Hukumet olarak bunu derhal yapmadiginiz takdirde fasit daireyi

kiramayacaksiniz, TMSF Uzanlar a karsi alacakli duruma gecemeyecek,

tedbirler 6. ayin sonunda otomatik olarak kalkacak ve sonunda sirf

idaresizlik yuzunden hem 380 bin kisiyi perisan edeceksiniz, hem de

devleti zarara ugratacaksiniz.

Bankacilik sisteminin cokmesi de isin cabasi.

Soru onergelerinin metinleri:

TuRKiYE BuYuK MiLLET MECLiSi BAsKANLigiNA

Asagidaki sorularimin Basbakan Sayin Recep Tayyip ERDOgAN

tarafindan yazili olarak cevaplandirilmasini saygilarimla arz ederim.

09.10.2003

Emin SiRiN

istanbul MiLLETVEKiLi

Sorular:

1- 12 Agustos 2003 tarihinde yayinlanan 4969 sayili kanunun Gecici

Madde-2 hukumleri, gecmise yururlu olmasinin getirebilecegi Anayasaya

aykirilik iddiasinin yani sira bir diger hukuk teknigi sorunu da

tasimaktadir. Bu sorunlu maddenin icerigi gecici basligi tasimasina

karsin, gecici nitelikte olmayip, sureklilik arz eden hukumler

icermektedir.

Gecici maddeler ya bir olaya veya bazi olaylara uygulanarak ya da

belirli bir zaman suresiyle kisitli olarak yururluge girer ve surenin

bitimiyle islevini tamamlayarak yururlukten kalkar. 4969 sayili

kanunun Gecici-2. maddesinde, ne uygulanacagi ozel durum ongorulmus,

ne de hangi tarihe kadar yururlukte kalacagi belirtilmistir. Bu ise,

gerek kanun yapma teknigi, gerekse Anayasa hukuku acisindan bir sorun

kaynagi olmaktadir. Eger, gecici madde 2, sadece imar Bankasi na

uygulanmak icin cikarilmis ve imar Bankasi na uygulandiktan sonra

yururlukten kalkacak ise o zaman, kisiye ozel yaptirimlar iceren

ozel bir yasa haline gelecektir. Bu da imar Bankasi nda yapilacak

butun islemleri hukuki, idari ve ceza yaptirimlari acisindan akamete

ugratabilecektir.

a- Bu yasal sorunla ilgili yasa cikartilirken

gerekli ozen ve dikkat neden gosterilmemistir?

b- Bu sakincali durumu ortadan kaldirmak icin ne

yapmayi dusunuyorsunuz?

2- SPK Kanununun 22. maddesinin (g) bendi, SPK ya, Sermaye

Piyasasini ilgilendiren her turlu iletim araclari ile yapilan yayin,

duyuru ve reklamlari izlemek bunlardan yaniltici oldugu tespit

edilenleri yasaklamak ve geregi yapilmak uzere ilgili kuruluslara

bildirmek gorevini ve yetkisini vermistir. Buna gore;

a- imar Bankasi yasal izni ve yetkisi olmadan Hazine bonosu,

repo islemleri yapmak amaciyla ilan ve reklam verir iken, SPK bu

ilanlari izleyerek kendine kanunla verilen gorev ve yetkiyi neden

yerine getirememistir?

b- Neden bu ilanlari yasaklamak icin geregini yapmamistir?

c- Neden imar Bankasi nin boyle bir yetkisi olmadigi, yaniltici

reklam yaptigi kamuoyuna duyurulmamistir?

d- Gorev kusuru isleyen ve gorevini yapmadigi anlasilan SPK

hakkinda bu nedenle herhangi bir inceleme ve sorusturma acilmis

midir?

3- Basinda SPK, imar Bankasi nin banka olmasi nedeniyle konunun

BDDK nin gorev ve yetki alaninda kaldigini soylerken neden imar

Bankasi hakkinda bono alim-satimlari nedeniyle hersey olup bittikten

suc duyurusunda bulunmustur?

 

ikinci Soru onergesi

TuRKiYE BuYuK MiLLET MECLiSi BAsKANLigiNA

Asagidaki sorularimin Basbakan Sayin Recep Tayyip ERDOgAN tarafindan

yazili olarak cevaplandirilmasini saygilarimla arz ederim. 07.10.2003

 

Emin SiRiN

istanbul MiLLETVEKiLi

12.08.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayinlanarak yururluge giren 4969

sayili kanunun Gecici ikinci maddesinin ikinci fikrasi, bir dolanli

durumun, sahteciligin, uygunsuz uygulamanin tespitinde, en genis

tanimiyla mal varliklarinin hizla tespiti, tedbir altina alinmasi ve

nihayetinde mahkeme karari ile dolanli durum, sahtecilik veya

uygunsuz uygulamanin subut bulmasi kaydiyla, mulkiyete el konularak

zararlarin karsilanmasini mumkun kilmaktadir.

imar Bankasi ve Adabank la ilgili olarak, TMSF, bilindigi kadariyla,

iki kere, birincide 3.7 katrilyon, ikincide 7.6 katrilyon olarak

yaptigi tespitler icin tedbir istemistir. Mahkeme bu tedbirleri

vermis, savcilik uygulamis, emniyet gucleri de tedbir konulan mal

varligini guvence altina almistir.

ikinci adimda, bu tespitler cercevesinde banka mudilerine Sigorta

Fonuna odemelerin yapilip, TMSF nin banka nezdinde, alacakli

statusu kazanarak kesinlesmis alacaklarinin takibini baslatmasi ve bu

sayede icra-iflas surecini calistirmasi gerekmektedir.

TMSF, alacakli durumuna gecmeden yasal takibi yapamamaktadir; yasal

takip olmadan ve sonuclanmadan mulkiyete el konulamamaktadir.

Mulkiyete el konulmadan varliklarin nakde cevrilmesi sureci

baslatilamamaktadir ve kamu alacagi niteligindeki alacaklar takibe

gecilememektedir.

Bu bilgiler isiginda asagidaki sorularimin yazili olarak

cevaplandirilmasini arz ederim:

1- Durum bu kadar acikken, imar Bankasi mudilerine odeme pesin ve

derhal neden yapilamamaktadir? imar Bankasi nin mudilere olan borcu

devlet guvencesi altinda olduguna ve Hukumetiniz tarafindan her turlu

borcun zamaninda odenmesi prensibine riayet edildigi iddiasinda

bulunulduguna gore bu odemeler neden geciktirilmektedir? Gecikmenin

sebebi, rakamin buyuklugunden kaynaklanan nakit akisina yonelik bir

sikinti mi veya Hukumetinizin uygulamakta oldugu ekonomik programin

bozulmasi riski midir? Yoksa, arka planda kamuoyunun bilmedigi baska

sikintilar mi mevcuttur?

2- TMSF nin tedbir koydugu en onemli varliklar icinde TELSiM de

bulunmaktadir. Motorola nin TELSiM e acmis oldugu dava kesinlestigi

ve Motorola alacaklarini tahsil ettigi takdirde, kamuya gecikme

yuzunden bir sey kalmazsa ne yapilacaktir? Hukumetin agir hareket

etmesi ve koordinasyon bozuklugu haricinde hicbir nedeni kalmamis

boyle bir gecikmenin mesuliyeti Hukumetinizce nasil goguslenecektir?

3- imar Bankasi nda ortaya ciktigi iddia edilen cifte kayit-kayit

disilik durumu diger bankalarda da mevcut mudur? Bu konuda nasil bir

arastirma yapilmakta ve ne gibi tedbirler alinmaktadir?

4- Bankacilik sektoru disinda da varoldugu tahmin edilen benzeri

cift kayit- kayitdisilik durumlarinda ilgili kamu kurumlarinin

(adalet, emniyet, hazine, gumrukler, hesap uzmanlari, maliye

mufettisleri, istihbarat birimleri vb.) etkin ve etkili tepki

verebilmelerine yonelik acil mudahale ve uygulama koordinasyon

calismasi ne sekilde organize edilmistir veya edilecektir?

Basinda imar Bankasi nin hakim hissedarlarinin yurtdisinda da, bir

kismi isvicre deki bir bankada olmak uzere varliklari oldugu iddia

edilmektedir. Bu haberler dogru mudur? Yurtdisinda varliklarin olup

olmadiginin tespit calismalari ne sekilde yapilacak ve bu konu nasil

takip edilecektir?<<<<<<<<<<<

 

BASKAN - Sayin milletvekilleri, toplanti yetersayisi vardir;
gorusmelere basliyoruz.
Gundeme gecmeden once, uc sayin milletvekiline gundemdisi soz
verecegim.
Gundemdisi ilk soz, el konulan imar Bankasinda hesabi olan
yurttaslarimizin sorunlariyla ilgili soz isteyen izmir Milletvekili
Sayin Ahmet Ersine aittir.
Buyurun Sayin Ersin. CHP siralarindan alkislar

AHMET ERSiN izmir - Sayin Baskan, sayin milletvekilleri; bildiginiz
gibi, Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kurumu, imar Bankasina el
koydu ve Tasarruf Mevduati Sigorta Fonuna devretti; fakat, bu bankada
hesabi olanlarin, mudilerin bazi sorunlari var. Bu sorunlari hem
Meclisimizin gundemine tasimak ve hem de sayin hukumetimizin bu
konuda ilgisini cekmek icin gundemdisi soz aldim; hepinizi saygiyla
selamliyorum.
Sayin milletvekilleri, bankaya el konuldu. Onbinlerce hesap sahibi
ciddi sorunlar yasiyor; ama, bu bankaya nicin el konulduguna iliskin
doyurucu, tatmin edici bir aciklama yapilmiyor. Ne bankaya el koyan
BDDK ne de hukumet bu bankanin durumunun ne oldugu, el konulmasinin
gerekcelerinin ne oldugu konusunda kamuoyunu tatmin edecek,
rahatlatacak bir aciklama yaptilar.
AHMET YENi Samsun - Yanlis mudafaaya basladiniz!
AHMET ERSiN Devamla - El konulduktan sonra da yasanan surec,
maalesef, tiyatro.
Simdi, devletin bir sozu var. Devlet, bankalara yatirilan paralarin,
hesaplarin, birikimlerin kendi guvencesi altinda oldugunu ilan etmis;
kefil olmus, bu hesaplarin odenecegine iliskin; bir sikinti durumunda
odenecegine iliskin kefil olmus; ama, 4 Temmuzdan bu yana, yani,
bankaya el konuldugundan bu yana gecen 16-17 gunluk surede, devletin
yetkililerinin, BDDK yoneticilerinin ve hukumet yoneticilerinin,
bakanlarimizin aciklamalarina bakilirsa, devlet, sanki, imar
Bankasiyla ilgili olarak bu sozunden cayma egiliminde goruluyor.
Sayin milletvekilleri, boyle bir anlayis son derece yanlis olur,
devletin guvenilirligini zedeler. O acidan, bu sozden cayma
girisimlerini -egilimlerini daha dogrusu- ve bu bankaya el
konulmasindan zarar goren, magdur olan kisilerin alacaklarinin
odenmemesi gibi bir sonuc, maalesef, uzulerek belirteyim ki, devletin
guvenilirligine buyuk zarar verir.
AHMET YENi Samsun - Uzana bir sey demeyecek misin?!.
BASKAN - Sayin Bastopcu, lutfen konusmaciya soz atmayin.
MUZAFFER BASTOPCU Kocaeli - Ben soylemedim...
BASKAN - Sayin Ersin, siz, buyurun.
AHMET ERSiN Devamla - Ben, sadece, bu bankada hesabi olan mudilerin
haklarini savunmaya calisiyorum.
Degerli arkadaslarim, bu arada, BDDK yoneticilerinin, hukumetimizin
temsilcilerinin, hemen hemen her gun aciklamalari oluyor bu konuyla
ilgili. Ornegin, BDDK, baslangicta, ilk zamanlar, bu hesaplara
ulasamadigini, kasalari acamadigini ileri surdu.
Degerli arkadaslarim, BDDK, her ne kadar bagimsiz bir kurulsa da,
ozerk bir kurulsa da; ama, devletin tum imkanlarini kullanma hakkina
ve yetkisine sahip. Ne demek hesaplarina ulasamiyorum?!
MUZAFFER BASTOPCU Kocaeli - Silmis... Silmis...
AHMET ERSiN Devamla - Yani, Abdullah Ocalani Kenyadan paketletip
Turkiyeye getiren devlet, bankanin hesaplarina ulasamiyor. Boyle bir
sey olabilir mi?! Bunu kabul etmek mumkun mu?!
Degerli arkadaslarim, son gunlerde bir baska mazeret ortaya atildi;
bankada cifte hesap varmis; bir resmi hesap, bir de resmi olmayan
hesap varmis. 100 000 Hasan varmis. Bunlar nedir allahaskina?!
AHMET YENi Samsun - BDDK Baskani acikladi bunu.
AHMET ERSiN Devamla - Boyle sey olabilir mi?! BDDKnin, o bankanin
yonetiminde temsilcisi var. Bildigim kadariyla da, bu banka, birbucuk
yili askin bir sureden beri gozetim altinda; murakiplar var; banka
birkac kez denetlenmis. Peki, boyle yasadisi usulsuzlukler varsa,
bunlar neden tespit edilmemis simdiye kadar?! BDDKnin bankadaki
temsilcisi gorev yaptigi sure icinde ne yapmis Allahaskina?! Yani,
sadece bankamatik memurlugu mu yapmis?!.
Mikrofon otomatik cihaz tarafindan kapatildi
BASKAN - Sayin Ersin, konusmanizi tamamlar misiniz.
Buyurun.
AHMET ERSiN Devamla - Tamamliyorum.
...Bu gelismeleri zamaninda fark etmemis mi?! Bu olumsuzluklara karsi
zamaninda neden onlem alinmadi?!
Degerli arkadaslarim, bu sorun karsisinda hukumetin tutumunu da
elestirmek istiyorum. Hukumetimiz, maalesef, butun bu olanlar
Turkiyede degil de bir baska ulkede oluyormus gibi, soruna karsi son
derecede duyarsiz, soguk ve ilgisiz duruyor.
MUZAFFER BASTOPCU Kocaeli - Uzanlara!..
AHMET ERSiN Devamla - Degerli arkadaslarim, biliyorsunuz, Kuzey
irakta subay, astsubay 11 askerimizin -affedersiniz- basina cuval
gecirildi, hukumet, bu agir hakaret karsisinda sessiz kaldi. Simdi
de, Turkiye icinde onbinlerce yurttasimizin basina cuval gecirilmek
isteniyor, hukumet, bunu da tiyatro izler gibi izliyor. Boyle bir sey
olamaz; bunu kabul etmek mumkun degil.
MUZAFFER BASTOPCU Kocaeli - Konuyu carpitmayin.
AHMET ERSiN Devamla - Simdi, Sayin Bakanimiz, lutfederler de, benim
bu konusmama cevap vermek durumunda kalirlarsa, diyecegini,
soyleyecegi mazereti ben size simdiden soyleyeyim: Efendim, BDDK
ozerk bir kurum, hukumet olarak bu kurum uzerinde bizim bir
etkinligimiz yok diyecek, bunu soyleyecek. iyi de, EPDKya nicin
mudahale ediyorsunuz?! Hazine ozerk bir kurum degil mi?! Faizleri
dusursun diye Hazinenin ensesinde boza pisirdiniz; Basbakan bir
taraftan, Bakanlar diger taraftan buyuk baski uyguladiniz ve faizleri
dusurttunuz. O da bir ozerk kurum. AK Parti siralarindan Rahatsiz
mi oldunuz sesleri Orada mudahale ediyorsunuz da, onbinlerce
yurttasimizi ilgilendiren bu imar Bankasi olayinda insanlarimizi
rahatlatacak, onlara guvence getirecek girisimleri nicin
yapmiyorsunuz?!
AHMET YENi Samsun - Uzanlara bir sey yok mu?! Uzanlara, Uzanlara
yok mu?!.
BASKAN - Sayin Ersin, toparlar misiniz...
AHMET ERSiN Devamla - Bitiriyorum.
Degerli arkadaslarim, her gun eylem yapan, her gun birikimlerini
kaybettiklerinden kusku duyan, bundan tedirginlik duyan onbinlerce
yurttasimiz, Patagonya yurttasi mi?! Nicin bunlarin sorunlariyla
ilgilenmiyorsunuz?! Nicin bunlarin sorunlarini cozmek icin hicbir
girisimde bulunmuyorsunuz?!
Sevgili arkadaslarim, sozlerimi tamamlarken...
AHMET YENi Samsun - Uzanlara da bir seyler soyle.
AHMET ERSiN Devamla - Sevgili arkadaslarim, sozlerimi tamamlarken
sunu belirtmek isterim: Bu bankaya nicin el konuldugunu,
gerekcelerinin ne oldugunu, hukumetimiz, BDDK, her kimse, aciklamak
zorundadir. Ne banka mudileri ne de diger kamuoyu, bu bankaya neden
el konuldugunu hala bilmiyor; bunun aciklanmasi lazim.
AHMET YENi Samsun - BDDK acikladi.
AHMET ERSiN Devamla - Ayrica, devlete guvenerek, devletin
guvencesine inanarak, bu bankaya birikimlerini yatirmis olan
yurttaslarimizi da rahatlatacak, onlari guvence altina alacak,
birikimlerini guvence altina alacak onlenmelerin bir an once alinmasi
lazim. Devletin sayginligini delik desik etmeye hic kimsenin hakki
yok.
Sevgili arkadaslarim...
MUZZAFFER BASTOPCU Kocaeli - Uzanlarla ilgili bir sey soyleyin.
BASKAN - Evet, Sayin Ersin...
AHMET ERSiN Devamla - Ben, sadece bu bankada hesabi olanlarla
ilgili soz aldim, onlari konusuyorum.
Degerli arkadaslarim, hepinize saygilar sunuyorum. CHP siralarindan
alkislar
AHMET YENi Samsun - Uzanlara bir sey demeden ayriliyorsunuz.
BASKAN - Tesekkur ederim Sayin Ersin.
Hukumet adina, Devlet Bakani ve Basbakan Yardimcisi Sayin Abdullatif
Sener cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayin Sener. AK Parti siralarindan alkislar
DEVLET BAKANi VE BASBAKAN YARDiMCiSi ABDULLATiF SENER - Sayin
Baskan, degerli milletvekilleri; hepinizi saygiyla selamliyorum.
Gercekten, son gunlerde gundemde olan bir konuyu sayin milletvekili
dile getirdiler. Kamuoyunun gundeminde olan tum konularin Meclis
gundemine getirilmesi, milletvekilleriyle birlikte paylasilmasi ve
konuyla ilgili farkli goruslerin, dusuncelerin, Meclis platformunda
tartisilmasi, demokrasinin bir geregidir; Turkiye Buyuk Millet
Meclisinin de gorevleri arasindadir. Ben, bu boyutu itibariyle, sayin
milletvekiline tesekkur ediyorum.
Diger taraftan, sunu bilmemiz lazim: Turkiye bir hukuk devletidir ve
bu hukuk devletinde tum kurumlarin yetkileri, gorevleri,
sorumluluklari belirlenmistir. Anayasamizda yasama, yurutme, yargi ve
diger bazi kurumlarin gorev alanlari belirlenmis, tanimlanmis;
Anayasaya uygun bir sekilde, degisik zamanlarda, degisik donemlerde
cikarilan kanunlar da, ayni sekilde, farkli kurumlar arasinda farkli
gorev ve yetki tanimlamalari yapmistir.
Konu, bankacilikla ilgili. Sayin milletvekilimiz, sayin bakan
cikacaklar ve bu konu, Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kurulunun
bir gorevidir ve ilgili kurul gorevini yerine getiriyor
diyeceklerdir dedi. Tam anlamiyla bunu soylemeyecegim. Elbette,
konu, Bankacilik Duzenleme ve Denetleme Kurulunun gorevidir ve her
kurum ve kurul kendi gorevini, sorumluluk cercevesi icerisinde yerine
getirmelidir. Bu konuda da, ilgili kurum gorevini yerine
getirmektedir; ama, hukumet olarak, Parlamento olarak, milletin
secmis oldugu vekiller olarak, tum kurumlarin, kurullarin
gorevleriyle ilgili olarak goruslerde bulunmak, beyanlarda bulunmak
ve tartismak, muzakere etmek, ayni zamanda, yasama faaliyetleri
icerisinde denetimin bir uzantisi olarak vardir; su anda da, bunu
yapiyoruz.
Burada sunu hemen belirtmek isterim: Hukumetimiz, tum kurumlarin,
kendi gorev alanlarinda sorumluluklari cercevesinde islerini
yurutmesinden yanadir. Bagimsiz, duzenleyici otoritelere, hukumet
olmanin verdigi inisiyatifle baski yapma, yonlendirme, islerine
mudahale etme gibi bir aliskanlik, bir teamul hukumetimizde yoktur.
Surekli olarak, ilk gunden beri, bagimsiz duzenleyici otoriteler,
kendi gorev alanlari icerisinde gorevlerini yerine getirir dedik ve
bu hassasiyete, bugune kadar dikkat ettik; ama, sayin milletvekilinin
ifade etmis oldugu, Hazinenin bagimsiz bir kurul oldugu seklindeki
nitelemeye katilmadigimi belirtmek istiyorum. Hazine, bagimsiz bir
duzenleyici otorite degildir; dogrudan dogruya, bir devlet bakanina,
ekonomiden sorumlu devlet bakanina baglidir, idarenin hiyerarsisi
icerisinde yer alir. Hazinenin yapmis oldugu islerden, islemlerden
dolayi da ilgili bakanin gorevleri ve sorumluluklari vardir; ama,
oyle zannediyorum ki, sayin milletvekili, Hazine degil, Merkez
Bankasi diyeceklerdi; bunu, burada duzeltmek istiyorum.
Merkez Bankasi dediginizde de hemen sunu belirtmek isterim: Biz,
Merkez Bankasinin ilgili kanun cercevesinde bagimsiz bir nitelige
sahip oldugunu biliyoruz. Bu cercevede, para politikasi
uygulamalarini ve kararlarini kendi kurullarinda aldigini biliyoruz
ve buna istinaden de, Merkez Bankasinin kanunda tanimlanan sinirlar
icerisinde ozerk bir sekilde kendi gorevlerini yerine getirmesine
hicbir mudahalede bulunmuyoruz. Eger Merkez Bankasi, faizlerin
indirilmesiyle ilgili bir karar almissa, bu, hukumetin mudahalesiyle,
hukumetin yonlendirmesiyle alinmis bir karar degildir. Merkez
Bankasinin, dogrudan dogruya kendi karar organlarinda tartisilarak,
olusturularak alinmis bir karardir. Bu, Merkez Bankasi tarafindan
yapilan aciklamalarda da boyledir, hukumetimizin yaptigi
aciklamalarda da boyledir. Ekonomik verilere baktiginizda da, zaten,
faizlerin dusme trendinde olmasi gerektigini, her akliselim sahibi
soylemektedir. Eger, son iki ay, enflasyon negatif cikmissa, hala,
faizlerin daha yuksek olmasi gerektigini savunabilecek tek bir
kisinin bu Mecliste oldugunu dusunemiyorum.
Sizin de, faizlerin dusmesinden yana oldugunuzu biliyorum. Demek ki,
Merkez Bankasi, ayni zamanda sizin de gonlunuzde olan seyleri icraata
sokmak icin faiz oranlarini dusurmus demektir; ama, bu, hicbir zaman,
sayin milletvekilimin gonlunde olan seyi Merkez Bankasi yapti diye,
sayin milletvekilim, Merkez Bankasinin gorev alinana mudahale etti
diye yorumlanamaz.
AHMET ERSiN izmir - Siz baski yapmayin Sayin Bakan; siz oyle
yaptiniz.
DEVLET BAKANi VE BASBAKAN YARDiMCiSi ABDULLATiF SENER Devamla -
Siz, faizin artmasindan yana misiniz, dusmesinden yana masiniz?
AHMET ERSiN izmir - Dusmesinden yanayim; ama, siz oyle yaptiniz.
DEVLET BAKANi VE BASBAKAN YARDiMCiSi ABDULLATiF SENER Devamla - Ne
guzel, hepimiz ayni gorusteyiz o zaman.
Simdi, degerli arkadaslarim, aslina bakarsaniz, imar Bankasi, oteden
beri gozetim ve denetim altinda bulunan bir bankadir ve bankanin emin
bir sekilde calismasini tehlikeye dusurecek sekilde islemlerinin
tespit edilmesi dolayisiyla, birkac yil once, imar Bankasi
yonetimine, 14/1 kapsaminda, zaten bir uye atanmisti; dolayisiyla,
BDDKnin bir uyesinin yonetimde bulundugu bir banka olarak,
faaliyetlerini, bugune kadar surdurmustur.
Bu bankanin, yonetim ve denetimi fona intikal etmistir. Ancak, bu
yonetim ve denetiminin fona intikal etmis olmasi, daha onceki 20
bankanin fona devredildigi gibi bir hadise degildir. Yani, daha
onceki 20 banka, tum ortaklik haklariyla birlikte fona
devredilmistir, halbuki, imar Bankasiyla ilgili olarak, yonetim ve
denetimi fona intikal etmistir.
Bu, neden bu noktaya geldi; zaten, oteden beri gozetim altinda
bulunan bir bankadir ve daha sonra, 26 Haziran tarihi itibariyle -
eger basindan da duzenli bir sekilde izlemisseniz- bankacilik
fonksiyonlarini, islevlerini yeterince yerine getirememesi ve bazi
tikanmalarin bulunmasi sebebiyle, Turkiye imar Bankasi Yonetim Kurulu
uyelerinin tamami, zaten kendileri istifa etmislerdir. Sadece,
BDDKnin temsilcisi olan uye haric, onun disindaki tum uyelerinin
istifa ettigi ve bankanin yonetimsiz kaldigi, islevlerini yerine
getiremedigi bir ortamda, BDDK, 4389 sayili Kanunun 16 nci maddesi
cercevesinde, bir bankanin bankacilik islemleri yapma ve mevduat
kabul etme iznini kaldirmayla ilgili hukmu cercevesinde, yonetim ve
denetimini fona intikal ettirmistir.
Simdi, bu karardan sonra, bildiginiz gibi, BDDKnin gorevleri var; bu
gorevlerini yerine getirmesi gerekiyor. Fon, her seyden once, yonetim
ve denetimi kendisine intikal eden banka mevduat sahipleri ve diger
alacaklilarin haklarini korumaya yonelik her turlu tedbiri de almakla
yukumludur, sorumludur ve su anda da, bununla ilgili, zaten,
gorevinin bir geregi olarak, sorumluluklarini yerine getirme
calismalari yapmaktadir. Ancak, incelemeler basladiktan sonra, ortaya
birtakim farkli durumlar cikmistir. Nedir bu farkli durum; tasarruf
mevduatinin garanti kapsaminda odenmesine yonelik olarak, banka
hesaplarina iliskin incelemeler, BDDK, TMSF ve banka yeni yonetimi
tarafindan, genel mudurluk ve subeleri nezdinde, yogun bir sekilde,
evrak detaylarina inilmesi suretiyle incelenmeye baslanilmis ve bunun
neticesinde, ortaya farkli durumlar cikmistir; farkli hesaplarin
tutuldugu anlasilmistir.
Burada, sunu da ifade etmek isterim: Olay, sadece bir bankacilik
olayi; denetim, sadece bir bankacilik denetimi, finansla ilgili bir
denetim ve inceleme olarak da algilanmamalidir; cunku, olayin,
Bankalar Kanunu yaninda, Vergi Usul Kanununa bagli olarak, vergisel
boyutu vardir.
Diger taraftan, Turk Ticaret Kanunu cercevesinde tutulmasi gereken
resmikayitlarla, belgelerle ilgili birtakim sorumluluklar vardir;
hatta, mali suclarin arastirilmasiyla ilgili boyutlari ilgilendirdigi
zaman, bununla baglantili incelemeler soz konusu olabilir. Yani,
hadiseyi sadece Bankalar Kanundaki hukumler cercevesinde
degerlendirmek, dar bir degerlendirme olur; ama, BDDK, TMSF ve
bankanin yeni yonetiminin subeler dahil incelemeleri surdurmesi
sirasinda, resmi makamlara bildirilen, uzerinden denetimlerin
gerceklestirildigi, dolayisiyla, yasal mali tablolar yoluyla kamuya
aciklanan resmi mevduat rakamlari disinda, bazi bilgisayar
kayitlarinda ve subelerde farkli hesaplarin tutuldugu ve bu
hesaplarin, resmi kayitlardan degisik rakamlari icerdigi
anlasilmistir. Yani, bankada farkli kayitlar var, farkli hesaplar
var, resmi olarak bilancolarin cikarildigi hesaplar var; resmi
hesaplara intikal ettirilmeyen baska kayitlarin oldugu anlasilmistir.
Ortaya cikan tum bu durum cercevesinde, BDDK da, yogun bir sekilde
incelemesini ve calismasini devam ettirmektedir.
Peki, simdi ne olacak? Mudilerin haklari ne olacak? Sigorta
kapsamindaki mevduatin odenmesi ne zaman yapilacak? Sayin
milletvekilinin hassasiyeti de budur. iste, su anda, BDDK, bu nokta
uzerinde calismalarini yogunlastirmaktadir ve hesaplari tespit etmeye
calismaktadir; yani, bankada kimin, ne kadar hesabi var; bu
hesaplar -banka kayitlarinda farkliliklar oldugu icin- gercek
boyutuyla nedir, ne degildir, bunu belirlemeye calismaktadir. Buraya
gelmeden once Sayin Baskan bana verdigi bilgide, hak sahiplerinin
kimler oldugu tespit edildikten sonra odemelerin baslayacagini ifade
etmislerdir; bu odemelerin baslangici da -verdikleri bilgiye gore-
maksimum iki hafta icerisinde gerceklesecektir diyor ve hepinize
saygilar sunuyorum. AK Parti siralarindan alkislar
BASKAN - Tesekkur ederim Sayin Bakan.

CHP GENEL BASKANi DENiZ BAYKAL

Simdi, Turkiyede bankalar sistemi coktu. coken bankalardan dolayi
kamunun, toplumun, demin konustugumuz zarari ortaya cikti; ama, son
doneme kadar coken bankalardan dolayi, o bankalarda mevduat sahibi
olan vatandaslarimizin herhangi bir kaybi ortaya cikmadi. Turkiyede
Mevduat Sigorta Fonunun isletilisi, devletin verdigi garantiler ve
batan bankalara el konulurken izlenen yontem sonucunda o bankalarda
mevduat sahibi olan, o bankalardan alacakli vatandaslarimiz
alacaklarini tahsil etme konusunda herhangi bir guclukle
karsilasmadilar, en kucuk bir sarsinti cikmadi. Turkiyede boyle bir
tablonun olmasi tabi, butun bankalara toplumun rahatlikla guvenmesi
gibi bir sonucu da dogurdu. Bu, son doneme kadar boyle gitti. En
son, AKP Hukumetinin isbasinda bulundugu donemde imar Bankasina AKP anlayisiyla, yontemiyle el konuldu. AKP anlayisi ve
yontemiyle el konulmanin sonucunda bu bankada mevduat sahibi olan
vatandaslarimiz su ana kadar, aradan uc aylik bir sure gecmis
olmasina ragmen, bir tek kurus alamamislardir ve ne zaman alacaklari
da belli degildir; yani, AKP, Turkiyedeki banka iflaslari surecine
halka zarar veren, iyi niyetli mevduat sahibine zarar veren bir
uygulama yontemini tercih ederek damgasini vurmustur ve AKPnin
bankalara el koyma yonteminin sonucunda su ana kadar oralara mevduat
yatirmis olan vatandaslarimiz cok ciddi kayiplara girmistir.

Degerli arkadaslarim, saniyorum, bu bankalara 1 Temmuzda el konuldu.
uc ay gecti, bugun 1 Ekim, temmuz, agustos, eylul. El konulduktan
sonra Basbakan yardimcilari, Basbakan bize diyordu ki hakki olan
vatandaslarimiza odemeyi 15 gun icinde yapacagiz. Onun alti kati
sure gecti, uc ay gecti, bir tek kisiye bir tek kurus odenmedi. Bu
insanlar, Turkiyedeki banka sistemine guvenerek, inanarak oraya
para yatirmislardir. Gecmis tatbikati esas alarak, bugune kadar bu
alanda kendisini gosteren uygulamanin her halde vatandasa zarar
vermeme, mevduat sahibine zarar vermeme bakimindan yine aynen
surdurulecegi, bu sorumlulugu bu iktidarin da gosterecegi, halka
karsi bu sorumlulugu gosterecegi umudu icinde onlar da guvenle, iyi
niyetle beklemislerdir. uc ay gecmistir, kime, ne zaman, ne kadar
para, nasil odenecek bu konuda hicbir aciklama yapilmamistir.

Degerli arkadaslarim, bizim ozel olarak bu konuyla ilgili
arkadaslarimizin yaptigi arastirmalar, calismalar sonucunda
ogrendiklerimize gore 380 000 cuzdan vardir, 380 000 mevduat sahibi
vardir. Bu cuzdanlari temmuz ayi icinde Pamukbanka getirilmesi
cuzdan sahipleri tarafindan talep edilmistir. Vatandaslar o sicak
yaz gunlerinde isini gucunu, tatilini birakip banka onlerinde
gunlerce perisan olmuslar ve bankalardaki mesru mevduatlarinizi bir
kez daha Pamukbanka gostererek, belgeleyerek hesap sahibi
olduklarini kanitlamislardir. Bu belgeler incelenmis, o belgeleri
dogrulayan banka hesaplarinin ilgili subelerde bulunup bulunmadigi
arastirilmis, bu arastirmalarin sonucunda gercekten 380 000 adet
hesabin bankada bulundugu anlasilmis ve simdi bu insanlara bu
paranin odenmesi konusunda hak sahibi olup olmama, paranin gercekten
yatirilip yatirilmadigi noktalarinda hicbir tereddut kalmamistir.
simdi, bunlarin paralarinin odenmesi gerekir. Tasarruf Mevduati
Sigorta Fonunun uzerine duseni yapmasi gerekiyor. Bu konuda gerekli
duzenlemelerin yapilmasi ve hak sahiplerinin magdur edilmemesi,
yapilmis olan aciklamalarin Basbakan duzeyinde verilen garantilerin
isletilmesi gerekiyor.

Degerli arkadaslarim, bu 380 000 aile demektir. Haydi, birden fazla
hesap olsa bir miktar indiriniz, 300 binin uzerinde aile soz
konusudur, 1,5 milyona yakin bir toplum kesimi soz konusudur. Bu
hesap sahiplerinin onemli bir kismi, bankadan alacaklari gelirle
cocuk okutmak, aile gecindirmek durumundadir. O paralari
bekliyorlar, o paralarin gelirini bekliyorlar, onunla ayakta
kalacaklar, bu guc donemi onunla ayakta tutacaklar. Bu konulara son
zamanlarda deginmeye basladik. Toplum ve ilgili vatandaslarimiz
buyuk ilgi ve destek ifade etmek icin ziyarete geldiler. uc gun once
Genel Merkeze gelen bu bankazedelerden birisi ben 24 yillik
ogretmenim. Emekliye ayrildim, emekli ikramiyemi elimi surmeden
aynen goturdum bankaya yatirdim; cunku, benim aylik bir gelire
ihtiyacim var. Emekli maasiyla cocuk okutmam mumkun degil, aile
gecindirmem mumkun degil; onun ek gelirine ihtiyacim var, goturdum
yatirdim. Bir sure onunla idare ettim ve simdi o parayi alabilecek
miyim alamayacak miyim, onun geliri ne olacak, tam bir belirsizlik
icindeyim, lutfen bize yardimci olun diyor.

Degerli arkadaslarim, bir Meclis bunun icin vardir; toplumun bir
bucuk milyonluk bir kesimini dogrudan ilgilendiren, boylesine resmi
taahhutlere ters, otuz yilin, yirmi bes yilin alin terinin,
birikiminin sonucu olarak ortaya cikmis olan banka hesaplarinin
unutturulmasina, odenmemesine sessiz kalmamak, Meclisin en onde
gelen gorevidir.

Bu nedenle, yolsuzluk konusu derken, soyledigim gibi uc asamasina
da takip etmek lazim; yani, yolsuzlukla hukuki mucadele
yapacaksiniz, hukuki mucadele kapsamini sadece kendi
disinizdakilerle sinirlamayacaksiniz, kendi belediyelerinizi de
sorusturacaksiniz, kendinizi de sorusturacaksiniz, savciliklardaki,
sizin hakkinizdaki dosyalarin da sorusturulmasinin onunu
acacaksiniz; sadece hukuki ve siyasi mucadele yetmez. Hukuki ve
siyasi mucadelenin yani sira bu yolsuzlukla, bu toplumun kaybettigi
paranin geri alinmasi icin ne gerekiyorsa yapacaksiniz.

Yolsuzluk istismariyla artik iktidarin yetinmesi mumkun degildir;
yolsuzlukla, toplumun kaybettigi paranin geri alinmasinin yollari
yontemi mutlaka aranmalidir.

uc, bu son donemde bu kadar banka batti, hicbir bankada bir tek
hesap sahibinin tek kurusuna zarar gelmedi. simdi AKP iktidarinda
iki bankaya el konuldu, 300 bin mazlum, magdur, boynu bukuk insan..
Boyle sey olabilir mi?.. odeyiniz bunlarin paralarini. Hak
sahiplerinin hakkini koruyunuz. Yolsuzlukla da etkin mucadele
ediniz. Caka satmak icin meydan meydan, acilis, acilis nutuk atmakla
yetinmeyiniz; geregini yapiniz, 300 bin kisinin hakkini veriniz.

CHP Ankara Milletvekili Muzaffer KURTULMUSOGLU ise
BDDKnin son olarak el koydugu bankalardan imar Bankasinda toplam
mudi sayisinin 380 bin oldugunu ve bunlarin yakinlariyla birlikte
1.5 milyona ulastigini belirterek Basbakan Erdogana bu
vatandaslarin paralarinin ne zaman odenecegini sordu.

Kurtulmusoglu, imarzedelerin Temmuz ayindan beri magdur olduklarini
soyledi. Kurtulmusoglu, daha once el konulan bankalarda boyle
problemler yasanmamasina ragmen, imar Bankasinda insanlarin
alacaklarinin neden odenmediginin aciklanmasini istedi

DYP GENEL BASKANi MEHMET AGAR

Agar: Banka batma olaylarinda ne yapildiysa imar mudilerine de o
yapilmalidir.
DYP Genel Baskani Mehmet Agar, gecmis banka batma
olaylarinda ne yapildiysa, imar Bankasi mudilerine de ayni islemin
yapilmasi gerektigini soyledi.

Mevduat kabul etme yetkisi kaldirilan Turkiye imar Bankasi mudisi bir
grup, DYP Genel Merkezi ni ziyaret ederek Genel Baskan Mehmet Agar
ile gorustu.

Mudiler adina konusan Sefik Yildizeli, 382 bin mudinin sikinti icinde
oldugunu belirterek, ilgili banka fonlari TMSF na eksik beyan
etmisse bunun sorumlusu vatandas degil, denetlemekle yukumlu
olanlardir. Vatandas devlet garantisindeki paralarinin hemen
odenmesini hakli olarak bekliyor ve istiyor diye konustu.
Yildizeli, imar Bankasi ndan satin alinan Hazine bonolari konusunda
da belirsizlik bulundugunu soyledi.
Heyette yer alan bir mudi de hukumeti elestirerek mudilerin
firsatci, kumarbaz ve adeta Genc Parti secmeni gibi takdim
edildigini, bunun dogru olmadigini belirtti.

imar Bankasi na, Hazine Bonosu satma yasagi getirilip getirilmedigi
ve bunun kamuoyuna duyurulup duyurulmadiginin arastirilmasi
gerektigini belirten Agar, Basbakan Recep Tayyip Erdogan in bu
durumdan yakinan vatandaslara soyledigi sozlerin devlet adamligiyla
bagdasmadigini iddia etti.